Beylerbeyi İskelesi’nin yaklaşık 200 m. kadar kuzeyinde bulunuyordu. Bânisi II. Mahmud’un vezirlerinden Mehmed Hasib Paşa’dır (ö. 1870). Yalının kesin inşa tarihi bilinmemektedir. Daha çok Hasib Paşa’nın ahfadından alınan mevcut bilgiler, II. Mahmud döneminde (1808-1839) önce birbirine fevkanî bir dehliz-köprü ile geçilen ikiz yalı şeklinde yapılıp iç dekorasyonuna başlanacağı sırada yandığı ve sonra yine aynı dönemde, muhtemelen 1825 yılında bir İtalyan mimarı tarafından tekrar yapıldığı şeklindedir (Yücel, XL/319, s. 11-12; Ünsal, sy. 3, s. 95). Ancak Sedat Hakkı Eldem, harem binasının cephesinde tesbit ettiği bazı emârelere dayanarak yalının bu tarihten önceye, XVIII. yüzyıl sonu - XIX. yüzyıl başına ait karakteristikler taşıdığını belirtmektedir (Boğaziçi Yalıları II, s. 210). Yine II. Mahmud döneminde burada resmî toplantıların yapıldığı, daha sonra Sultan Abdülaziz devrinde (1861-1876) Mısır hidiv hânedanından Mustafa Fâzıl Paşa’nın burayı kiralayarak maddî yardımda bulunduğu Jön Türkler’in sık sık ziyaret ettikleri bir yer haline getirdiği verilen bilgiler arasındadır.Yalının selâmlık dairesine ait, XIX. yüzyıl sonu zevkine uygun şekilde ve natüralist bir anlayışla düzenlenen bahçesinde barok üslûpta bir havuzla bir şadırvan yer alıyordu. Yaklaşık 12 m. boyunda ve 6 m. eninde olan bu zarif havuz harem, selâmlık ve Mâbeyin Dairesi arasında idi ve aslında birbiriyle bağlantılı biri büyük, diğeri küçük iki ayrı havuzdan oluşuyordu. Deniz tarafında bulunan 10-15 cm. derinliğindeki küçük havuzun fıskıyesinden çıkıp teknesinde biriken sular ince oluklardan geçmek suretiyle dolambaçlı bir su yolu şebekesine, oradan da bir çağlayan gibi büyük havuzun teknesine dökülürdü. Havuzun her iki ekseninin uçlarında bulunan madenî fıskıyelerden üçü ağızlarından su akan kuğu şeklindeydi. Gerek orijinal mimari özellikleri, gerekse Boğaziçi’nin en eski ve en büyük yalılarından biri olması sebebiyle Türk mimarlık tarihi açısından ayrı bir önem taşıyan Hasib Paşa Yalısı, 14 Ekim 1973’ü 15 Ekim’e bağlayan gece saat 01.30 sıralarında çıkan şüpheli bir yangında dört yanından birden tutuşarak tamamen yanmıştır; kalıntıları ve arazisi 1991 yılından beri Sabancı ailesinin...
Read moreIt’s an ok palace. Pictures are not allowed. I am getting a feeling that most palaces here look about the same. One cool part about this one is a walking area next to the water. We took nice...
Read morel’elegante Hasip Paşa Yalısı, affacciata fiera e silenziosa sul Bosforo. La sua facciata in legno chiaro, riflessa nell’acqua calma, racconta storie di epoche passate, di sultani, dame e serate estive in riva al mare. Non si tratta solo di un edificio: è un frammento vivo della storia ottomana, che conserva un’eleganza discreta e malinconica. Il tempo qui sembra fermarsi. Ho camminato lungo la riva, ascoltando il rumore leggero delle onde e immaginando la vita al suo interno, fatta di tè servito in bicchieri sottili, tende di pizzo mosse dal vento e risate soffuse nelle...
Read more