مسجد أصلهانه ، المعروف أيضًا باسم مسجد أهي شرف الدين
تم بناء مسجد أصلانهان ، الذي تم بناؤه في القرن الثالث عشر خلال فترة آهي ، منذ أكثر من 700 عام وهو واحد من أهم المباني التاريخية في أنقرة.
القلعة ، التي تضم النسيج التاريخي لأنقرة ، والمناطق المحيطة بها تحتوي على آثار العديد من الحضارات. يعد مسجد أصلانهاني (Ahi Şerafeddin) أحد أبرز الأمثلة على الانتقال من أسلوب الأناضول السلجوقي إلى فترة الإمارة. يحمل مسجد أصلانهان (أهي شرف الدين) ، الذي بناه والد أهي عرف الدين أخي حسام الدين وعمه أهي حسن الدين في عام 1289/1290 ، 24 عمودًا خشبيًا ، ولكل منها أجواء عمودية رومانية. المحراب مصنوع من بلاط الموزاييك ومواد الجبس. يعد مسجد أصلانهان ، بسقفه وأعمدةه الخشبية ، منبرًا مصنوعًا من شجرة المحراب والجوز ، أحد أهم المباني التاريخية في أنقرة التي بنيت خلال فترة السلجوق. تم ترميم المسجد وتوسيعه من قِبل أهي شرف الدين ، نجل آهي حسام الدين ، الذي كان أحد رعاة المسجد. حقيقة أن مسجد أصلانهان يُعرف أيضًا باسم مسجد أهي عرف الدين يمكن أن يُعزى إلى مساهمة أهي عرف الدين في ترميم المسجد وبالطبع ليكون أحد الأسماء المهمة في عصره. لسوء الحظ ، تم بناء المسجد من قبل أخي حسام الدين وأخيه أخي حسن الدين. لذلك ، فإن تاريخ إنشاء المبنى غير معروف بالضبط ، ولكن يُقدر أنه تم بناؤه في القرن الثالث عشر خلال عهد السلجوق والإماراتيين في الأناضول. على الرغم من أنه ليس لدينا أي معلومات حول سنة بناء المسجد ، إلا أن المنبر الموجود في قسم المنبر يحتوي على نقش. وفقًا للنقوش ، يعود تاريخ المنبر بين 1289-1290 وفكرة بناء المسجد في القرن الثالث عشر قوية. يقع المبنى عند سفح قلعة أنقرة في حي Altındağ في أنقرة ، وقد تم بناؤه على مساحة غير مناسبة للتضاريس من حيث الآثار الرومانية. على الرغم من الموقف الصعب للقرن الثالث عشر تمكنت من البقاء في كل مجدها. الهيكل ، الذي لديه خطة مستطيلة بشكل عام ، لديه ثلاث بوابات في المجموع والشمال والشرق والغرب. مدخل المسجد هو في الغالب من خلال باب التاج مع المواد الحجرية المقطوعة في الشمال. يوجد مئذنة واحدة ذات هيكل أسطواني وقاعدة مربعة الشكل مصنوعة من الحجر والرخام المعاد استخدامها بجوار هذه البوابة المتوجة ، وهي سهلة جدًا ، على الرغم من معالجتها وفقًا للتقاليد السلجوقية باستخدام Mukarnas kavsar و mihrabiye. عندما ندخل الهيكل نواجه حريم بخمس صقور. أربعة وعشرون عمودًا وسقفًا ، والتي توجد في حريم ، والتي ليس لها زخرفة حائطية ، خشبية تمامًا. التصاميم الداخلية الخشبية نادرة في الأناضول. يحتوي المسجد ، وهو مثال مهم على هذه الهياكل ، على أعمدة كروية على كل عمود من الأعمدة الخشبية. ليس فقط في قسم الحريم وعناوين الأعمدة ، ولكن أيضًا في الجدران والحلي استخدمت المواد المعاد استخدامها. مثال خشبي آخر على قسم الحريم هو المنبر ، الذي صنع بتقنية kündekari الخاطئة. يتميز المنبر ، المصنوع من شجرة الجوز ، بالسمات النموذجية لفترة السلاجقة ويعتبر أحد أكثر الأمثلة نجاحًا في عصره. تقع فقط على يسار المنبر وليس فقط الحريم ، ولكن ربما أكثر المساجد بروزًا ، يمكننا أن نقول بسهولة أن الجزء المذهل وحتى المذهل هو محراب mukarnas. في المحراب ، حيث يتم تطبيق براعة فسيفساء البلاط وزخرفة طلاء الجبس بمهارة ، يتم استخدام الألوان الفيروزية والباذنجان الأرجواني والأسود في المحراب. العناصر الهندسية والزهور مزينة بشكل كبير. عندما ننظر إلى المسجد الذي بنته أنقرة أهيس بشكل عام ، يُرى أن العمارة الأناضولية السلجوقية هي واحدة من أهم الأمثلة البارزة بزخارفها وبنيتها المعمارية. المبنى ، الذي كان يقف لأكثر من 700 عام ، مفتوح للعبادة من يوم بنائه. هذا الهيكل ، الذي يبهر الجميع بكل معنى الكلمة من الماضي إلى الحاضر ، يستحق المشاهدة بالتأكيد.
علوش...
Read moreArslanhane Camii (Ahi Şerafeddin Camii), Ankara'da 13. yüzyıldan kalma, Türkiye'nin ayakta kalan en eski camilerinden biridir. Anadolu Selçukluları’ndan II. Mesud döneminde 1290 yılında yaptırılmıştır. Mimarı Ebubekir Mehmet'tir. Hüsamettin ve Hasaneddin adlı iki Ahi lideri tarafından yaptırılmıştır. Ancak 1330 yılında Şerefeddin adlı başka bir Ahi lideri tarafından onarılmış ve camiye adı verilmiştir.
Yapının dış cephe görünümleri sade iken, iç mekânları daha renkli bir görünüme sahiptir. Ancak Selçuklular dönemindeki diğer yapılardaki özenli taş işçiliği ile karşılaştırdığımızda Arslanhane Camisi'nin mimari tasarım açısından daha mütevazı bir karaktere sahip olduğunu söylemek mümkündür. Güney-kuzey doğrultusunda beş nefli olup, orta nef diğer neflere göre daha geniştir. Ahşap çatısını 24 ahşap kolon taşımaktadır. Sütun başlıkları Roma ve Bizans dönemine ait antik öğelerdir. Bu başlıkların bir kısmı dor (sade), bir kısmı da akantus yapraklı korint stilindedir.
Selçuklu dönemi yapısının düz bir tavanı, Selçuklu çinili mihrabı ve sıra dışı, çift sıra ahşap sütunları vardır. Caminin yapımında kullanılan taşların bir kısmı Roma ve Bizans dönemine ait kalıntılardan devşirilmiştir. Beyaz mermerden ana kapı ve kuzey doğuda yükselen minare, cephede ilgi uyandırmaktadır. Caminin kurucusu Ahi Şerefeddin, caminin karşısındaki Selçuklu türbesinde yatmaktadır. Cami adını, bu türbenin duvarına gömülü antik çağdan kalma aslan heykelinden alır.
Mihrap Selçuklular döneminden kalma en belirgin yapısal unsurlardan biridir. Sekizgen yıldız, üçgen, kare ve daire gibi Selçukluların sıkça kullandığı şekillerle çini mozaik ve alçıdan yapılmıştır. Minber, detaylı ve özenli geometrik süsleme tarzıyla caminin bir diğer önemli unsurudur.
Anadolu'daki Türk-İslam mimarisinde ahşap sütunlu ve ahşap çatılı camiler özel bir yapı grubunu oluşturmaktadır. Ahşap, Türk mimarisinin tohumlarının atıldığı Orta Asya'da geleneksel bir yapı malzemesidir. Anadolu'daki ahşap sütunlu ve ahşap çatılı camiler, Orta Asya camii özelliği taşımakta ve Anadolu yaşam biçiminin aktarılmasını simgelemektedir.
Bu camilerin iç mekân ahşap yüzeyleri kalem işi denilen canlı ve renkli süslemelerle bezenmiştir. Bu teknik, ahşap yüzeye “kalem” adı verilen özel fırçalarla uygulanmaktadır. Figürleri boyamadan önce, küçük delikli kağıtlar üzerine figürlerin konturları çizilir. Sanatçılar, geometrik ve çiçekli süslemeler çizmek için kömür tozu kullanırlar. Bu camilerdeki ahşap yüzeyler üzerindeki süslemeler, döneminin en iyi ilk örneklerindendir. Bu süslemeler yüzyıllar geçmesine rağmen genel olarak iyi durumdadırlar. Camilerdeki süslemeler, yakut kırmızısından, siyah ve beyazın, çivit mavisi, mavi ve sarının yaygın kullanıldığı çeşitli renklere Caminin tam ortasında tavana asılmış sabır...
Read moreEskiden etrafında pek çok arslan heykeli bulunduğu için halk arasında Arslanhane Camii olarak da anılan yapı, Ahî Şerafeddin mahallesi Atpazarı yokuşu üzerindedir. Ahşap minberindeki birinci kitâbede, Selçuklu Sultanı Mes‘ûd b. Keykâvus (II. Mes‘ûd) zamanında ahî kardeşler tarafından 689 (1290) yılında yaptırıldığı belirtilmekte ise de caminin esasen daha eski olduğu ileri sürülmektedir. Cümle kapısı yanındaki diğer bir kitâbede bâni olarak bazı araştırıcıların “Şerafeddin” şeklinde okuduğu “Seyfeddin” ismi bulunmaktadır. Bunun Emîr Seyfeddin Çaşnigîr olması mümkün görüldüğünden binanın yapım tarihi XIII. yüzyıl başlarına kadar geri götürülebilmektedir. Araştırıcıların çoğu aynı asrın sonlarına doğru harap duruma düşen caminin ahîlerden Hüsâmeddin ve Hasan isimli iki kardeş tarafından tamir ettirildiğini ve mihrabın da bu sırada yaptırıldığını kabul etmektedir. Bu iki kardeş, caminin yakınında türbesi bulunan Ahî Şerafeddin’in (ö. 751/1350-51) babası ile amcasıdır.
Cami bir dikdörtgen biçiminde olup kıble duvarına dikey dört ahşap direk dizisi ile beş sahna ayrılmıştır. Orta sahn yanlara göre daha geniş olduğu gibi tavanı da daha yüksekçedir. Caminin esas girişi olması gereken kesme taştan yapılmış ve bir taçkapı hüviyetini taşıyan kuzey kapısı, ahşap kadınlar mahfiline çıkmakta, doğu ve batı duvarları üzerinde bulunan iki kapı ise cami harimine açılmaktadır. Caminin yapımında moloz taşlarla arasında Roma ve Bizans devirlerine ait pek çok işlenmiş devşirme parça da kullanılmıştır. Direk başlıklarının devşirme olmasına rağmen tavan çok itinalı bir işçilikle işlenerek ahşap konsol ve kirişlerle düz olarak yapılmış ve üzeri kiremitle örtülmüştür. Anadolu’daki Selçuklu mihraplarının en güzellerinden olan mihrabın stalaktitli bir nişi olup yüzü mozaik çinilerle kaplanmış, süslemesinde alçı da kullanılmıştır. Caminin ceviz ağacından yapılmış minberi de aynı derecede değerli ve muhteşem bir güzelliktedir. Üzerindeki diğer kitâbeden öğrenildiğine göre 689 (1290) yılında Mehmed b. Ebû Bekir adında bir neccâr tarafından yapılmıştır. Minberin kapısı, tacı, iki yan aynalıkları ve korkulukları zarif oymalarla bezenmiştir. Minaresi sekiz köşeli bir pabuç kısmı üzerinde yükselen kalın yuvarlak gövdeli olup yer yer gök mavisi lâcivert çinilerle süslenmiştir. Caminin dışında bir hazîre ile Ahî Şerafeddin Türbesi bulunmaktadır. Bu cami sadece Ankara’nın değil, bütün Anadolu’nun aslî karakterini ve kıymetli unsurlarını günümüze kadar koruyabilmiş en değerli Türk...
Read more