Sinan Paşa Camisi İstanbul'un Beşiktaş ilçesinde yer alan Mimar Sinan tarafından inşa edilmiş bir Osmanlı camisidir. İlçenin merkezinde yer alan Sinanpaşa mahallesine adını vermiştir.
Cami Beşiktaş İskelesi karşısında yer alır. 1550-1553 yılları arasında Osmanlı Donanması'nın Kaptan-ı Deryası olan Sinan Paşa tarafından yaptırılmıştır. Sinan Paşa 1553 yılında öldüğünde cami inşa halinde bulunmaktaydı. O yüzden Sinan Paşa Üsküdar'daki Mihrimah Sultan Camii' haziresine defnedildi. Cami ise 1555 yılında tamamlandı.
Mimar Sinan'ın eseri olan bu cami dikdörtgen bir plan üzerine oturtulmuştur. Merkezi kubbe kemerlerle altı köşeli bir şekilde sütunlara dayandırılmış olup iki yanda ikişer kubbe bulunur. Caminin ana kubbesinin çapı 12.60 metredir.[4] Kurulduğundan bu yana çeşitli tarihlerde onarım görmüştür. Mabedin son cemaat yerini medrese çevreler. Tek minareli olan caminin Hünkar mahfili yıkılmıştır. Caminin şadırvanının üstü havuzdaki suyun kirlenmemesi için mermer eteklikle kapatılmıştır.
Beşiktaş’ta Barbaros Bulvarı ile Beşiktaş Caddesi’nin birleştiği yerde Barbaros Anıtı’nın bulunduğu parkın karşısındaki Sinan Paşa Külliyesi içinde bulunan Sinan Paşa Camii, Sadrazam Rüstem Paşa’nın kardeşi Kaptan-ı Derya Sinan Paşa tarafından yaptırılmıştır. Külliye Sinan Paşa’nın ölümünden sonra, kitabesine göre 963/1555’te bitirilmiştir. Aynı tarih avludaki şadırvanın kitabesinde de bulunmaktadır. Sinan’ın bu cami ile aynı dönemde gerçekleştirdiği yapılar arasında, Lüleburgaz Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi ve Silivrikapı Hadım İbrahim Paşa Camii bulunmaktadır.
Caminin içinde yer aldığı külliyede medrese ve günümüzde yerinde olmayan çifte hamam bulunmaktadır. Cami ile birlikte yapılmış olması gereken hamam, caminin uzağında, bugün Dolmabahçe Sarayı’nın dış avlusu sınırında yapılmıştır. Sinan’ın Samatya’da 1547’de yaptığı Yakub Ağa Hamamı’na benzeyen hamam, Tophane-Beşiktaş yolu genişletilirken 1957 yılında yıktırılmıştır. Medrese, H. 1051/ M. 1641-42’de Kösem Sultan tarafından yaptırılmıştır.
Bu caminin önemli bir özelliği planının Edirne Üç Şerefeli Cami planına benzemesi ve farklı boyut ve oranlarda onun tekrarı şeklinde yapılmış olmasıdır. Camide merkezi kubbe altıgen bir ayak sistemi üzerine oturtulmuş, iki yana genişletilmiş caminin sağ ve sol yanları ikişer kubbeyle örtülmüştür. Taşıyıcı sistemin hacim içinde kalan öğeleri oldukça küçük boyutlara indirgenmiş ve mekân bütünlüğü sağlanmıştır. Donanmanın her yıl Beşiktaş’tan ayrılmadan önce camide kalabalık cemaat halinde namaz kılmalarına olanak sağlamak amacıyla büyük bir iç mekânı tasarlanmıştır. Beş açıklıklı son cemaat mahalli, ortada büyük ve derin bir aynalı tonoz ve yanlarda ikişer kubbe ile örtülüdür. Yapı cepheleri taş ve tuğla almaşık duvar tekniğiyle örülüdür.
Yapının geçirmiş olduğu onarımlarda medrese odalarının bazıları ve belki de cami girişi yıkılarak, son cemaat mahalli caminin iç mekânına katılmış, medrese odalarının önü kapatılmıştır. Caminin 19. yüzyılın seçmeci üslubu ile bezenmiş olan içi, klasik üslupta bir bezeme ile değiştirilmiş, Günümüzdeki bezeme ve vitraylar eklenmiştir. Yapının batı cephesinde bulunan hünkâr mahfili yapıya sonradan dâhil edilmiştir.
Sinan Paşa Camii, klasik dönemin strüktürel formuyla, Edirne’de denenen bir şemadan çok farklı, boyutları minimuma inmiş, kolayca kendini tanıtan ve boyutları küçülmüş yapı elemanlarıyla daha aydınlık bir mekândır. Bundan önceki yapılarında daha gelişmiş dış yapı tasarımları uygulayan Sinan, burada isteyerek, basit bir dikdörtgenler prizmasından oluşan alt yapıda hiçbir hareket yapmamış, 12,60 m genişliğindeki kubbeyi geometrik şeklinin bütün sadeliği ile bu dikdörtgenin üzerine basit bir kasnakla oturtmuştur. Sinan bu camisinde, son cemaat mahallinin önünde Mihrimah Sultan Camileri’nde yaptığı gibi ikinci bir saçak uygulamış, camilerinde ilk kez olmak üzere avlu revakları arkasına medrese odaları...
Read moreSinan Paşa Camii; İstanbul Boğazı’nın Rumeli yakasında Beşiktaş meydanında Barbaros Bulvarı ile Beşiktaş caddelerinin kesiştiği yapı adasında 1553 tarihinde Osmanlı Kaptanı Deryası Sinan Paşa tarafından Mimar Sinan’a inşa ettirilmiştir. Sinan Paşa veya Sinanüddin Yusuf Paşa, Kanuni Sultan Süleyman döneminde, 1550-1553 yılları arasında Osmanlı Donanması'nın kaptan-ı deryasıydı. Osmanlı Hanedanı'na akrabalık bağıyla bağlı olan Sinan Paşa sadrazam Damat Rüstem Paşa'nın erkek kardeşi olup, Rüstem Paşa Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan'la evli olduğu için Kanuni Sultan Süleyman'ın damadının erkek kardeşi oluyordu. CAMİNİN BANİSİ: Sinan Paşa veya Sinanüddin Yusuf Paşa, Sultan I. Süleyman döneminde, 1550-1553 yılları arasında Osmanlı Donanması'nın kaptan-ı deryalığını yapmıştır. Osmanlı Hanedanı'na akrabalık bağıyla bağlı olan Sinan Paşa sadrazam Damat Rüstem Paşa'nın erkek kardeşi olup, Rüstem Paşa Sultan I. Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan'la evli olduğu için I. Süleyman'ın damadının erkek kardeşidir. Hırvat asıllı Hristiyan bir ailenin çocuğu olarak Saraybosna yakınlarında olan ya Butomır ya da Sarajovska Polje adlı bir köyde doğmuştur. Ailesinin adının Öpüçoviç veya Cığaliç olduğu bildirilmektedir. Erkek Kardeşi Damat Rüstem Paşa yanında Nefise adli bir kız kardeşi olduğu bilinmektedir. Sinan Paşa Enderun'da yetişmiştir. Sokollu Mehmet Paşa'nin Kaptan-ı deryalığından sonra 1550'de Kaptan-i derya olmuştur. 1551'de Malta Şövalyeleri'ne kar Trablus Kuşatması, 1553'de Fransa'ya yardım için yapılan Akdeniz seferinde resmen Osmanlı donanması komutanı idi. Ama gerçekte Sinan Paşa'nın kaptan-ı derya olarak görev yaptığı dönem Turgut Reis'in yıldızının parlamağa başladığı döneme denk geldi. Turgut Reis ve Sinan Paşa özellikle Kuzey Afrika'da birçok sefere birlikte katıldılar. Turgut Reis padişah ve Osmanlı denizcileri tarafından Sinan Paşa'dan daha başarılı olarak görülmekteydi. 1551'de Trablusgarp'ın Osmanlılar tarafından ele geçirilmesi Turgut Reis'in bir başarısı olarak görüldü. Ancak Sinan Paşa 1553'deki ölümüne kadar Kaptan-ı deryalık görevini sürdürdü. Öldüğünde kendisinin 2 kızı ve 1 oğlu olmasına rağmen, garip bir kararla servetini Mihrimah Sultan'a bıraktı. Öldüğü sırada Mimar Sinan, Sinan Paşa'nın adına Beşiktaş'ta Sinan Paşa Camii'ni inşa etmekteydi. Ancak cami henüz hazır olmadığı için Sinan Paşa'nın gene Mimar Sinan tarafından inşa edilmiş olan Üsküdar'daki Mihrimah Sultan Camii'ne gömülmüştür. MİMARİ YAPI: Caminin mimarı planı dikdörtgen şekildedir. Merkezi kubbe kemerlerle altı köşeli bir şekilde sütunlara dayandırılmış olup iki yanda ikişer kubbe bulunur. Kurulduğundan bu yana çeşitli tarihlerde onarım görmüştür. Mabedin son cemaat yerini medrese çevreler. Tek minareli olan caminin hünkar mahfili yıkılmıştır. Caminin şadırvanının üstü havuzdaki suyun kirlenmemesi için mermer eteklikle kapatılmıştır. Mermer eteklik ve sütun başlıkları 16. yüzyıl Osmanlı işçiliğinin en güzel örneklerinden biridir. Günümüzde hala tarihi yapısını korunmaktadır. Caminin üstünü bir büyük kubbe kapamakta ve bunu sağ ve solunda yer alan ikişer yarım kubbe desteklemektedir. Ayrıca kapı tarafında 5 kubbe daha vardır. İkinci ve üçüncü kat pencerelerinin camları renklidir. İç süslemeleri ince kalem işidir. Avluyu son cemaat yeri ile birlikte 22 mermer sütunlu, kubbesiz ve kiremitle örtülü bir kısım çevirmektedir. Duvarları kesme taş ve kırmızı tuğla karışımıdır. Tek şerefeli bir minaresi vardır, Hünkar mahfili yıkılmıştır. İki kapılı bahçenin ortasında dört mermer sütunlu bir şadırvan vardır. Cami ve avlusu değişik zamanlarda yapılan müdahalelerle orijinal karakterini yitirmiştir. Mabedin son cemaat yerini medrese...
Read moreSinan Paşa Camii; İstanbul Boğazı’nın Rumeli yakasında Beşiktaş meydanında Barbaros Bulvarı ile Beşiktaş caddelerinin kesiştiği yapı adasında 1553 tarihinde Osmanlı Kaptanı Deryası Sinan Paşa tarafından Mimar Sinan’a inşa ettirilmiştir.
Sinan Paşa veya Sinanüddin Yusuf Paşa, Kanuni Sultan Süleyman döneminde, 1550-1553 yılları arasında Osmanlı Donanması'nın kaptan-ı deryasıydı. Osmanlı Hanedanı'na akrabalık bağıyla bağlı olan Sinan Paşa sadrazam Damat Rüstem Paşa'nın erkek kardeşi olup, Rüstem Paşa Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan'la evli olduğu için Kanuni Sultan Süleyman'ın damadının erkek kardeşi oluyordu.
CAMİNİN BANİSİ:
Sinan Paşa veya Sinanüddin Yusuf Paşa, Sultan I. Süleyman döneminde, 1550-1553 yılları arasında Osmanlı Donanması'nın kaptan-ı deryalığını yapmıştır. Osmanlı Hanedanı'na akrabalık bağıyla bağlı olan Sinan Paşa sadrazam Damat Rüstem Paşa'nın erkek kardeşi olup, Rüstem Paşa Sultan I. Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan'la evli olduğu için I. Süleyman'ın damadının erkek kardeşidir. Hırvat asıllı Hristiyan bir ailenin çocuğu olarak Saraybosna yakınlarında olan ya Butomır ya da Sarajovska Polje adlı bir köyde doğmuştur. Ailesinin adının Öpüçoviç veya Cığaliç olduğu bildirilmektedir. Erkek Kardeşi Damat Rüstem Paşa yanında Nefise adli bir kız kardeşi olduğu bilinmektedir. Sinan Paşa Enderun'da yetişmiştir. Sokollu Mehmet Paşa'nin Kaptan-ı deryalığından sonra 1550'de Kaptan-i derya olmuştur. 1551'de Malta Şövalyeleri'ne kar Trablus Kuşatması, 1553'de Fransa'ya yardım için yapılan Akdeniz seferinde resmen Osmanlı donanması komutanı idi. Ama gerçekte Sinan Paşa'nın kaptan-ı derya olarak görev yaptığı dönem Turgut Reis'in yıldızının parlamağa başladığı döneme denk geldi. Turgut Reis ve Sinan Paşa özellikle Kuzey Afrika'da birçok sefere birlikte katıldılar. Turgut Reis padişah ve Osmanlı denizcileri tarafından Sinan Paşa'dan daha başarılı olarak görülmekteydi. 1551'de Trablusgarp'ın Osmanlılar tarafından ele geçirilmesi Turgut Reis'in bir başarısı olarak görüldü. Ancak Sinan Paşa 1553'deki ölümüne kadar Kaptan-ı deryalık görevini sürdürdü. Öldüğünde kendisinin 2 kızı ve 1 oğlu olmasına rağmen, garip bir kararla servetini Mihrimah Sultan'a bıraktı. Öldüğü sırada Mimar Sinan, Sinan Paşa'nın adına Beşiktaş'ta Sinan Paşa Camii'ni inşa etmekteydi. Ancak cami henüz hazır olmadığı için Sinan Paşa'nın gene Mimar Sinan tarafından inşa edilmiş olan Üsküdar'daki Mihrimah Sultan Camii'ne...
Read more