camiye giriş ücretsizdir isteyen namazını rahatlıkla kılabilir. YILDIZ CAMİİ İstanbul’da Yıldız Sarayı girişinde XIX. yüzyıla ait cami. Müellif: SELMAN CAN Bânisi Sultan II. Abdülhamid’den dolayı Hamidiye Camii olarak adlandırılsa da daha çok Yıldız Camii diye bilinir. II. Abdülhamid 1876’da tahta çıktığında kısa bir süre Dolmabahçe Sarayı’nda kalır ve ardından Yıldız Sarayı’na yerleşir. Ağabeyi V. Murad’ın tekrar tahta geçirileceği endişesiyle, saraydan uzaklaşmamak için cuma selâmlığında kullanılmak üzere Yıldız Sarayı’nın Koltuk Kapısı’nın girişi önündeki yüksek set üzerine yeni bir cami yapılmasını ister. 1881-1885 yıllarında inşa edilen, bina nâzırlığını Başmâbeyinci Osman Bey’in yürüttüğü yapının mimarı olarak bazı yayınlarda Sarkis Balyan ismi kaydedilse de bu doğru değildir. Caminin mimarı, Dolmabahçe Sarayı Arşivi’nde yer alan belgeye göre (Evrak nr. II/989) Ebniye-i Seniyye İdaresi’nde otuz yılı aşkın bir süre çalışan Nikolaidis Jelpuylo adlı bir Rum’dur. Osmanlı kaynaklarında Nikolaki Kalfa adıyla geçen Nikolaidis, kendisine görev verildiğinde kısa bir süre içinde hazırladığı plan ve resimlerle birlikte caminin maketini Sultan II. Abdülhamid’e sunar. Sultanın onayından sonra 28 Muharrem 1299 (20 Aralık 1881) tarihinde caminin temeli törenle atılır. Cami minberinin Türk ahşap sanatının en meşhur örneklerinden olan Bursa Ulucamii minberi tarzında yapılması istenir. Bu amaçla Bursa’ya bir fotoğrafçı gönderilip minberin resmi çektirilir. Ancak sultanın bu isteği bilinmeyen bir sebepten dolayı yerine getirilemez ve minber mermer olarak yapılır. II. Abdülhamid’in ahşap işçiliğine ilgi duyduğu, Yıldız Sarayı’ndaki marangozhanesinde boş zamanlarında çalıştığı ve çeşitli eşyalar ürettiği bilinmektedir. Yıldız Camii’nin hünkâr mahfilinin sedir ağacından yapılan kafesleri II. Abdülhamid’in el işçiliğidir. Yıldız Camii inşaat keşif kayıtlarına göre 16.890 lira harcanarak yapılmıştır. Oryantalist ve neo-gotik unsurların dönemin beğenisine göre seçmeci bir anlayışla uygulandığı yapının temelleri sağlam zemine kadar kazılmış ve 130 cm. kalınlığında temel duvarları inşa edilmiştir. Harim bölümünün zeminden saçağa kadar 100 cm. kalınlığındaki gövde duvarları kuzey ve güneyde üç, doğu ve batıda yedi ajur şebekeli olarak tasarlanmış, neo-gotik üslûpta dikdörtgen pencerelerle hareketlendirilmiştir. Pencerelerin üzerinde yatay dikdörtgen bantlar dolaşır. Cephe kornişlerine üç sıra mukarnasla zengin bir görünüm verilmiştir. Bütün pencere söveleriyle saçaklar beyaz Triyeste taşından yapılmıştır. Caminin girişinde yer alan, anıtsal taçkapı biçiminde tasarlanmış öne doğru çıkıntılı yüksek tepelik mihrap cephesinde de tekrarlanmıştır. Yanlarda bulunan ve harim bölümünden alçak tutulan iki kitlesel kanat caminin ön cephesine hâkimdir. Yapının Yıldız albümlerindeki fotoğraflarına göre binanın cephesi bugün geniş oranda değişmiş, ana girişle yan kanatların büyük ve geniş camekânlı sundurmaları sonraki onarımlarda kaldırılıp düz merdivenlere dönüştürülmüştür. Selâtin camilerinin genelinde görülen çift minare uygulaması Yıldız Camii’nde teke indirilmiştir. Caminin batı kanadı içinden yükselen zarif ince yivli minare mukarnas dolgu ile geçişi sağlanan tek şerefeye sahiptir. Dikdörtgen planlı harim bölümü son cemaat yeriyle bütünleşmiş, harimin yüksek kasnaklı kubbesi mihraptan uzak, girişe yakın yerleştirilmiştir. Cami, kubbe kasnağına neo-gotik tarzda açılan on altı pencere ile bol ışık alır. Çokgen bir yapıya sahip olan kubbe kasnağının kornişi bir mukarnas dizisiyle biçimlendirilmiş, kubbe içi ve mihrap önündeki tavan lâcivert zemin üzerine işlenmiş yıldızlarla bezenmiştir. Caminin kubbe göbeğinde besmele ile Necm sûresinin ilk üç âyeti, kuşakta Mülk sûresi yer alır. Yapma kûfî tarzında işlenen bu yazılar gazeteci Ebüzziyâ Tevfik’e yazdırılmıştır. Celî sülüs yazılar ise Abdülfettah...
Read moreYıldız Hamidiye Camii‘nin yapımı; 1877 yılından itibaren Yıldız Saray’ında ikamet etmeye başlayan Sultan 2. Abdülhamit ibadet etmek için uzağa gitmek istememiş. Sarayın yakınına bir cami yapılması emrini vermiş. Mimar Sarkis Balyan, 1855-1886 yılları arasında Barbaros Bulvarı’nda, Yıldız Saray’ına giden yolun üzerinde görkemli Yıldız Hamidiye Camii’ni inşa etmiş. Ortaya çıkan eser, sarayın kendini bile kıskandıracak güzellikte olmuş. Avlusunun ortasında bir saray edasıyla duran yapıya doğru ilerlerken üzeri küçük bir kubbe ile örtülmüş, üç katlı saat kulesi çıkacak karşınıza. Kule 1890-1891 yılları arasında yapılmış ve yine farklı tarzlar uyum içinde kullanılmış. İkinci katında bir barometresi olan saat kulesinin saati elle kuruluyor.
Saatten camiye doğru ilerlemeye devam ederseniz biraz ileride yeşil renkli muhteşem Hamidiye Çeşmesi ile göz göze geleceksiniz. Tuğra 2. Abdülhamit’e ait.
Yıldız Hamidiye Camii‘ne iki taraftan beyaz mermer merdivenlerle ulaşacağınız ve saray kapılarını anımsatan çok yüksek ve bir o kadar da azametli taç kapıdan giriyorsunuz. Üzerinde Nisa suresinin 103. Ayeti ve Sultan 2. Abdülhamit’in tuğrası var. Son dönem Osmanlı camilerinin bir özelliği de son cemaat yerinin olmaması, Yıldız Hamidiye Camii’nde de yok. Onun yerini girişte dikdörtgen bir alan almış. Harime açılan bu alanda göreceğiniz güzel bezemeler içerisi hakkında ipucu veriyor. Camide birçok yerde olduğu gibi harim kapısının üzerinde de 2. Abdülhamit’in tuğrası var.
Gül ağacından yapılmış ve üzerinde Zümer suresi 73. Ayetin bir kısmının yazılı olduğu kapının kanatları bambaşka bir dünyaya açılıyor. Ana mekan tüm ihtişam ve vakarıyla bir selatin camisi olmanın hakkını veriyor. Önce derin bir nefes alın ve başınızı kaldırıp kubbeye bakın. Lacivert zemin üzerinde altın varakla süslenmiş kubbe, gökyüzü ve sonsuzluğu öyle güzel ifade ediyor ki insanın gözüne olduğundan daha büyük görünüyor. Yıldız süslemelere mihrabın olduğu yerde de rastlayacaksınız. Altın varaklardan ve yoğun süslerden paylarına düşeni almış incecik ve zarif dört çelik sütun kubbeye destek vermiş. Bu kubbeyi nasıl taşıyorlar diye düşünmeyin, çünkü asıl işlevleri taşıcılıktan ziyade dekorasyona katkıda bulunmak. Kubbenin tam ortasında göreceğiniz yazıda Neml suresinin ilk ayetleri bulunuyor.
Burası başka camilerde zor karşılaşacağınız süslemeye sahip. Her santimetre karesi nakış gibi işlenmiş. Usta elinin değmediği, bir süslemenin bulunmadığı kıymık parçası bile çıkmıyor karşınıza. Sadece kubbede değil tavanın geriye kalan kısımlarında ve duvarlarda da altın varak sıkça kullanılan bir süsleme malzemesi olmuş. Kalem işleri, mukarnaslar, yazı şeritleri birbirleriyle ahenk içinde. Kemerli üst pencerelerinin arasında göreceğiniz levhalar gül kurusu zemin üzerine mavi renkte nakşedilmiş dal motifleriyle süslenmiş. Üzerlerine de altın varak çerçevenin içine sedef kakma kullanılarak Allah, Hz. Muhammed, Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali, Hasan ve Hüseyin’in isimleri yazılı madalyonlar asılmış. Ortaya çıkan eseri tasvir edecek kelime bulma işi ise tamamen ziyaretçileri bırakılmış.
Yıldız Hamidiye Camii‘deki toplam 36 pencerenin 16’si kasnakta bulunuyor. Ortam bu yüzden çok aydınlık ve ferah. Her pencerenin altında bazı yazılar dikkatinizi çekecek. Bunlar hat sanatının seçkin örnekleri arasında ve hepsinde “ Hamd ve Şükür duası “ ile “ Elhamdulillah” yazılmış ve Abdülhamit’in adına da atıfta bulunulmuş. Muhteşem kristal avizelerin görevinin sadece aydınlatmak olduğunu düşünmek haksızlık olur. Onlar ortamın görkemini artırma görevini de başarıyla sürdürüyor. En ortadaki kristal avizenin Alman Prensi Bizmarck tarafından hediye edildiği...
Read moreYıldız Hamidiye Camii is a historical mosque located in the Beşiktaş district of Istanbul, Turkey. It was built between 1884 and 1886 during the reign of Sultan Abdulhamid II, and was designed by the Ottoman court architect Raimondo D'Aronco in a combination of Ottoman and European architectural styles.
The mosque is named after the Yıldız Palace, which was the main residence of the sultan during his reign. The mosque features a large dome and two minarets, and its interior is decorated with intricate tilework, calligraphy, and stained glass windows. The mosque also contains a marble mihrab (a niche indicating the direction of Mecca), a minbar (pulpit), and a large chandelier.
Today, the Yıldız Hamidiye Camii continues to serve as an active place of worship for Muslims in Istanbul, and it is also a popular tourist attraction. Visitors can admire the beautiful architecture and decoration of the mosque, and also learn more about the rich history and culture of Istanbul and the...
Read more