Emirgan çok eski bir yerleşim bölgesi değildir. Antik çağla ilgili herhangi bir bulguya rastlanmamıştır. Ancak Bizans döneminde isminin ” Kiparodis ” olduğu, bu kelimenin de Rumca’da ” serviler ” anlamına geldiği bilinmektedir. Bu adın verilmesinin sebebi ise yörenin o dönemde servi ormanları ile kaplı olmasıdır. Emirgan, İstanbul’un fethinden sonra yüzyıl boyunca boş kalmış; rağbet görmemiştir. Emirgan’da yerleşim 16. yüzyılın ortalarında, Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa’nın nişancılarından Feridun Bey‘e bu büyük alanın hediye edilmesiyle başlamıştır. O dönemde korusuyla birlikte tüm Emirgan bu şahsa aittir. Önceleri bir yazlık köşk ve müştemilatı yapılmış. Bunları bir av köşkü ve bahçeler takip etmiş. Böylelikle semt iskan edilmeye başlamıştır. Bu bahçeler güzelliğiyle ünlenmiş ve Feridun Bey Bahçeleri diye anılır olmuş. 16. yüzyılın Feridun Bey Bahçeleri ise 21. yüzyılın Emirgan Korusu’dur.
Emirgan, bir kişinin adının bozulmuş; şeklidir. 17. yüzyılda IV. Murat, İran seferinden geri dönerken beraberinde getirdiği, Emirguneoğlu Tahmasb Kulu Han’a Boğaziçi’nin bu güzel kıyılarını ve üzerindeki koruyu hediye etmiştir. IV. Murat’ın onun adını “ Yusuf Paşa “ olarak değiştirmesine rağmen İstanbul halkı Yusuf paşa’ya Emuri Kun adını takmıştır. Pek de edepli olmayan bu lakabı ise tarihçiler, Emir Gune, Emirgüneoğlu şekillerine çevirmiştir. Giderek bu isim halk arasında Emirgan olarak kullanılmaya başlamıştır. IV. Murat’ın ölümünden sonra ise Yusuf Paşa tam da firar etme hazırlıklarına başlamışken; tahta geçen Sultan İbrahim’in emri ile idam edilmiştir. Bu arada İstanbul’da ilk iş olarak “arkadaşı” Sultan Murat’ın buyruğu ile kendine kıyıda bir saray yaptırtan Yusuf Paşa’nın, sarayının yerinde ise günümüzde Emirgan Camiisi bulunmaktadır. Padişah İbrahim’in oğlu, IV. Mehmet ( Avcı Mehmet )döneminde ise bu bölge, Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa‘ya tahsis edilir. Ancak Paşa Viyana’yı fethedemeyince idam edilir. Emirgan, Sultan III. Ahmet döneminde Şeyhülislam Mirza Mustafa Efendi‘ye, daha sonra oğlu Mehmet Salim Efendi‘ye I. Mahmut döneminde ise, Şeyhülislam Vassaf Abdullah Efendi‘ye verilir. Vefatı sonucunda oğluna, daha sonra da Mehmet Saif Efendi‘ye geçer. Padişah I. Abdülhamit dönemine gelindiğinde ise onun emriyle bölgenin bir kısmı, bir imarete bağışlanmıştır. Geriye kalan, büyük bölümse parsellenerek, buraya yerleşmek isteyen halka satılmıştır. I. Abdülhamit, 1779-1780 yılları arasında buraya camii, meydan çeşmesi, hamam ve çok sayıda dükkan yaptırmıştır. Rumelihisarı’nda bulunan gümrüğü de buraya taşıtır. Semt, III. Selim zamanında daha da önem kazanır. II. Mahmut dönemi Bostancıbaşı Defteri’ne göre Emirgan’da zimmet halifesi, defterdar, gümrükçü, kadı, surre emini, müderris gibi pek çok devlet erkanı oturmaktaydı. Ayrıca burada bir Nakşibendi dergahının da bulunduğu yine kayıtlarda yer almaktadır. Yine bu dönemde Emirgan’ın İstinye ile sınırını belirleyen ve Tokmak Burnu diye anılan bölge ise “ tokmak ” denilen korsanların sığındığı bir yer olmuştur. Sultan Abdülmecit döneminde, camii yanına Muvakkithane ve camii için su deposu inşaa edilmesiyle Emirgan’ın gelişmesi biraz daha ilerleme göstermiştir. Padişah Abdülaziz döneminde yani XIX. yüzyılın ortalarında Emirgan’ın tapu ve harita kayıtlarında ise Hidiv İsmail Paşa’nın adı...
Read moreBeautiful place to walk around and sight-seeing. You may take in the stunning views of the Black sea while numerous ships pass by. In addition, you will see that many anglers are congregating around the area in hopes of capturing fish using a fishing hook. I watched several fish lovers catch five fish at a time! That was...
Read moreSahilde yürürken, balık tutmak için sabırla bekleyen insanların varlığı, bu sahilin sadece bir yürüyüş yolu olmadığını, aynı zamanda birçok hayatın kesişme noktası olduğunu hatırlatır. Balıkçıların arada sırada yemlerini atarken yaptıkları hafif sesler, denizin dalgalarının ritmik şarkısına eşlik eder. Ancak, bazen bu huzurlu tablo, balık tutmaya dalmış kişilerin yanlışlıkla yoldan geçenleri rahatsız etmeleriyle bozulabilir. Bu durum, sahilin doğal ritmini bir anlığına değiştirse de, genellikle kısa sürede normale döner. Sahil boyunca araç park etmek ise bir meydan okumadır. Nadiren boş bir yer bulunur ve bu durum, özellikle hafta sonları, aracınızla sahile gitmeyi düşünenler için bir düşündürücüdür. Ancak, bu küçük engel bile Emirgan sahilinin keyfini çıkarmaya gelenleri yıldıramaz. Çoğu zaman, arka sokaklarda, ana yola göre daha sakin ve geniş yerlerde park yeri bulmak mümkündür. Bu küçük macera, sahile varıldığında hissedilen rahatlamanın...
Read more