Sâhibiye Medresesi diye de bilinen yapı fîrûze renkli çinilerinden dolayı Gökmedrese adıyla tanınmaktadır. III. Gıyâseddin Keyhusrev devrinde vezir Fahreddin Ali b. Hüseyin Sâhib Ata tarafından 1271 yılında yaptırılmıştır. Medresenin Şâban 663 (Haziran 1265) tarihinde düzenlenen vakfiyesinin sûreti Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi’nde bulunmaktadır (Defter, nr. 592, s. 100-103; nr. 604, s. 67-73). Taçkapı nişinin köşelerindeki sütunçelerin üstünde yer alan iki panodaki “amel-i üstâd Kālûyânü’l-Konevî” ibaresinden mimarın adının Kālûyân olduğu öğrenilmektedir. İki katlı ve açık avlulu olarak dört eyvanlı plan düzenine göre kurulan medresenin taçkapısı batı yönünde yer almaktadır. Cephede, taçkapının solunda kemeri yonca yaprağı şeklinde yapılmış üç lüleli ilginç bir kitâbeli çeşme, köşelerde de iki bölüm halinde geometrik ve bitkisel kabartma motiflerle bezeli iki dayanma kulesi bulunmaktadır.
Medresenin en gösterişli bölümü, üzerindeki süslemelerle Selçuklu kapıları arasında önemli bir yere sahip olan taçkapıdır. Yapıya âbidevî görünüşünü veren taçkapının çoğunlukla stalaktit kavsaralı olan nişi önce yazı kuşağından oluşan bir sivri kemer, sonra da dikdörtgen taş işçiliğine sahip bir bordürle kuşatılmıştır. Yayvan kemerli kapı açıklığının iki yanındaki nişler taçkapının birer küçük benzeri şeklinde yapılmıştır. Cephe süslemesinde palmetler, lotuslar ve birbirini kesen geometrik kompozisyonlar yer alır; ayrıca hayat ağacı, nar, şahin, kuş ve hayvan başı gibi figürler göze çarpar. İkisi nişi çevreleyen sivri kemerin altında, ikisi de üstünde olmak üzere dört adet yuvarlak boşluk bulunmakta ve bunlar buralarda oynak halde dört adet kabara olduğunu göstermektedir. Bu yuvarlak boşlukların üstünde ise kitâbe yer almaktadır. Taçkapıyı üç taraftan çeviren ve dikdörtgen bordürü teşkil eden beş sıra friz geometrik ve bitkisel motiflerle bezenmiştir.
Cephede taçkapı üzerine inşa edilen iki minare, tabana kadar inen ve taçkapı ile bütünleşen süslemeli kaideleriyle tam bir simetrik uyum içindedir. Yivli olan minarelerin yivlerinin arası, birkaç santimetre çapındaki yarım daire şeklinde fîrûze renkli sırlı tuğlaların üst üste sıralanmasıyla meydana getirilen kaval silmelerle ayrılmıştır. Ayrıca minareler üzerine yine fîrûze çinilerle zikzak motifli süslemeler yapılmıştır. Minarelerin kaideleri üzerinde sırayla üstten aşağı, tuğladan yapılan evreni temsil etmesi muhtemel daire şeklinde bir motif, onun altında bitkisel bir bezeme, sonra bir kitâbe ve kitâbenin altında da geometrik yıldız motifleri yer almakta, daha aşağılarda ise hayat ağacı ile onun altında altıgen çerçeve içinde yine birer kitâbe bulunmaktadır. Hayat ağacı üzerinde kartal veya şahin gibi görünen çift başlı bir yırtıcı kuş resmedilmiştir; ayrıca hayat ağacı üzerinde bazı kuş tasvirleri ve meyvelerden nar görülmektedir. Medresenin yayvan kemerli kapısının sol tarafında, bir yaprak üzerine sıralanmış çeşitli hayvan başlarından oluşan bir süsleme bulunmakta ve hayvan başlarının burç sembolleri oldukları...
Read moreAçık avlulu, iki katlı, dört eyvanlı plan şeması gösteren bir medresedir. Giriş eyvanının sağındaki mescidin ve iki yan eyvanın firuze renkli çinileri bu medreseye Gök Medrese adını verdirecek kadar etkili olmuştur. Selçuklu sanatının en seçkin en abidevi anıtlarından biri olan Gök Medrese, süsleme sanatı ile mimarinin birbiriyle bütünleştiği nadide eserlerimizdendir.
“Gök Medrese, özellikle anıtsal mermer taç kapısı ve cephesiyle XIII. Yüzyılın karakterini tam anlamıyla yansıtır. Medresenin doğu yönünde olması gereken ana eyvan yıkılmış; sonradan Müftü Seyyid Abdullah Efendi tarafından ahşap olarak yaptırılmıştır.
Girişin sağındaki mescit bölümünün firuze renkli çinilerinin büyük bir kısmı düşmesine rağmen ihtişamını korumaktadır. Mescit mihrabının çevre bordürleri koyu mavi, mor ve firuze renkli çinilerle çiçekli kufi tarzda yazılı ayet çevrelemektedir. 5.20 x5.20 miç ölçülerindeki kare planlı mescit kubbesinin onaltıgen kasnağına Türk üçgenlerinin yardımı ile geçiş sağlanmıştır. Üçgenler ve kubbede tuğla-çini mozaik birlikte kullanılmıştır. Onaltıgen kasnaktan sonra yarım küre kubbe eteğine çepeçevre üç hadis yazılmıştır. Çinilerle süslü mihrabın çevresinde kufi yazı ile âyetel-kürsi yazılıdır.
Gök Medrese’nin cephesi 31.25 m’dir. Taç kapı yaklaşık cephenin 1/3’ünü kaplamaktadır. Minarelerle birlikte yüksekliği25 molan taç kapı cepheden1.80 möne çıkmıştır. Medreseye 4 x7 mboyutlarındaki bir kapıdan girilir. Giriş eyvanının üstü yıldız tonozla örtülüdür. Giriş eyvanının yanlarındaki karşılıklı iki kapıdan sağdaki medresenin mescidine, soldaki darü’l-kurra kısmına açılır. Minarelerine bu odaların içinden çıkılır. Mescit, dershaneye göre daha büyük yapılmıştır. Bu mekân bütünüyle üçgenli bir kuşak üzerine oturan kubbe ile örtülmüştür.
Her iki yanı revaklı avlunun ölçüleri 24.25 x14.50 m. dir. Yedi açıklıklı revakların orta açıklıkları geniş olup bunların gerisinde yan eyvanlar, eş genişlikteki yan açıklıkların gerisinde de üçer adet sivri beşik tonozlu hücreler bulunur. Hücrelerin kapıları revak kemerlerine açılmaktadır.
Minare gövdelerinde iri eşkenar dörtgenler ile eski gelenek devam ederken, cephe yan kanatlarındaki iri sekiz köşeli yıldız dikkati çeker. Plastik sanatın şaheserlerinden olan taç kapıda mermer malzeme nedeniyle ışık-gölge değerleri genel görünüme katkıda bulunmaktadır. Plastik dekorlu yan kulelerin taç kapı bezemesiyle denge sağlamak amacıyla dekore edildiği düşünülebilir. Sırlı tuğla ve çini işçilikli minarelerle de berkitme kuleleri arasında bir denge aramasına gidilmiştir.
Taç kapıyı dış şeritlerden sonra üç yönden dönen bitkisel ve geometrik dekorlu bordürler çevrelenmekte; portal üzeri mermer malzemeli dendanlarla son bulunmaktadır. Bugün bu dendan motifli mermer taşlardan sadece iki tanesi minare diplerinde birer örnek...
Read moreÜnlü Selçuklu veziri Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından 1271 yılında yaptırılmıştır. Mimarı dönemin önemli mimar ve sanatçılarından Kaluyan-el Konevi'dir. Gök medrese cephe düzeni, yapı malzemesi, süsleme bakımından birçok yenilikler taşıyan bir yapı olması ile benzerlerinden ayrışır. Anadolu'daki iki katlı medreselerin önemli örneklerinden biridir.
Açık avlulu, iki katlı ve dört eyvanlı plan şeması sahip eserin ana yapı malzemesi mermer ve taştır. Yapıda cepheye büyük bir özen verilmiştir. Plastik ifadeli mermer taç kapı köşe kuleleri ve yapıyla bütünleşmiş çifte minare geometrik bir uyumu sergilemektedir. Portalin solunda bir çeşme bulunmakta.
Mermer Portalin, köşe kuleleri üzerinde yüksek kabartma olarak geometrik ve bitkisel bezemeli şeritler, yazı kuşakları, palmetlerin uçlarında kartal ve kuş motifleri, kapı kemerinin iki tarafında 12 çeşit hayvan başından oluşan bir süsleme programını bulunduğu harika bir bezeme anlayışı ile resmen nakşedildiği görülmektedir. Çok uzun bir süre portalden gözlerinizi ayırmadan detaylara baksanız da her defasında yeni bir motifi yakalamak mümkün.
Anıtsal portalden giriş eyvanına geliyorsunuz ve solunuzda yapının mimarisini ve bölümlerini anlatan detaylı bir pano yer almaktadır. Mescid, eyvanlar ve minarelerde eşsiz çini mozaik süslemeler görülmektedir.
Anadolu'da İlhanlı döneminden itibaren Selçuklu mimarisinde Taç Kapılara bitişik minareler yükselmeye başlaması geleneğini tıpkı Erzurum örneklerinde gördüğümüz gibi Sivas Gök Medrese'de de gözlemliyoruz.
Gök Medrese harikulade mimarisi ile mutlaka görülmesi gereken büyük bir tarihi değer. Medreseyi ziyaret esnasında Divriği Ulu Caminin ahşap kapılarından, Sivas'ın birçok önemli camisinden getirilen tarihi halılara, İznik çinisi olan 16.yy'a ait gösterişli çini küreden Gök Medresenin restore edilmeden önceki halini gösteren kıymetli fotoğraflara birçok değerli eseri görmeniz mümkün.
Medresenin portallerinde bulunan kitabelerin tanıtılması çok güzel ancak medrese odalarının girişlerinde yer alan ve ayrıntılı bilgi içermesi muhtemel olan QR kodların önemli bir kısmı benim ziyaretim esnasında...
Read more