Caminin, Emevî Kumandanı Mesleme b. Abdülmelik tarafından 97-99 (716-717) yılları arasında yapılan İstanbul kuşatması sırasında inşa edildiği yolundaki rivayetin aslı olmadığı bilinmektedir. Bizans’ın müslümanlar için yapılmasına müsaade ettiği mescidin ise şehrin içinde olduğu anlaşılmaktadır. Galata’da VI. yüzyıla ait Aya İrini (Hagia Eirene) Kilisesi’nin kalıntıları üstünde, İstanbul’da Latin hâkimiyeti yıllarında (1204-1261), muhtemelen Katolikler tarafından San Paolo adında bir kilise yapılmış, fakat kesin olarak XIV. yüzyıl başlarında bu yapı Dominiken tarikatı mensuplarının eline geçerek aynı yerde büyük bir manastır ile San Paolo ve San Domenico adına yeni bir kilise inşa edilmiştir. XIV ve XV. yüzyılın ilk yarısında pek çok İtalyan buraya gömülmüştür. Fetihten sonra, fethedilen şehirlerde en büyük kilisenin camiye çevrilmesi usulüne uyularak bu kilise de bizzat Fâtih Sultan Mehmed vakfı olarak 1475’e doğru camiye çevrilmiştir. Fâtih vakfiyelerinde Galata Camii olarak adı geçen Mesa Domenko Kilisesi burası olmalıdır. Ancak İspanya’daki Benî Ahmer-Benî Nasr İslâm Devleti’nin 1492’de sona ermesi üzerine, oradan göç eden müslümanların bu cami çevresine iskân edilmeleri üzerine burası Arap Camii adını almış ve esasının müslüman Araplar tarafından fetihten evvel kurulduğu efsanesi buradan doğmuştur. Kilisenin, Türk mimarisine tamamen yabancı bir biçimde olan kare planlı çan kulesinin Suriye’deki ve bilhassa Şam’daki Emeviyye (Ümeyye) Camii minarelerine çok benzemesi de bu efsaneyi destekleyen bir unsur olmuştur. Cami III. Mehmed (1595-1603) zamanında tamir edilmiş ve XVII. yüzyıl sonlarında çevresini saran evler yıktırılmıştır. Azapkapısı’nda güzel bir sebil-çeşme ile 1956’da yıktırılan bir sıbyan mektebi vakfeden II. Mustafa’nın zevcesi ve I. Mahmud’un annesi Sâliha Sultan Arap Camii’ni hem tamir ettirerek genişletmiş, hem de 1147’de (1734-35) yeni bir şadırvan yaptırmıştır. Cami 6 Cemâziyelevvel 1222’de (12 Temmuz 1807) bir yangın geçirmişse de hemen tamir edilmiştir. Bu tamir sırasında, Dîvân-ı Hümâyun kâtiplerinden Hacı Emin Efendi tarafından binanın manzum bir tarihçesi yazılarak taşa işlenmiş ve bu levha mihrabın sağındaki duvara tesbit edilmiştir. Bu manzumede caminin esasının Mesleme’ye dayandığı uzun uzadıya anlatılmıştır. 1285’te de (1868-69) Sultan II. Mahmud’un kızı Âdile Sultan, kocası Mehmed Ali Paşa ile birlikte avlunun altına bir sarnıçla bugün görülen şadırvanı yaptırmıştır. Arap Camii’nin 1913-1919 yıllarında Giritli Hasan Bey idaresinde büyük ölçüde tamirine girişilerek çatısı kaldırılmış, avlu tarafındaki duvarı indirilip daha ileri alınmış, yeni bir son cemaat yeri yapılmış, içerideki mahfiller ahşap direkler üzerine yeniden inşa edilmiştir. Bu arada döşemenin altında bulunan XIV-XV. yüzyıllara ait yüzden fazla İtalyan mezar taşı Arkeoloji Müzesi’ne kaldırılmıştır. Minarenin alt kısmındaki duvarda da kiliseden kalma fresko resimlere rastlanmıştır. Mihrabın solundaki hücre “Mesleme’nin çilehânesi” olarak düzene konmuş, dışarıda ise kaldırılan hünkâr mahfili merdiveninin yerinde rüya ile keşfedildiği söylenen bir Arap Baba merkadi düzenlenmiştir. Minarenin altındaki geçitte görülen tuğla duvar kalıntıları Bizans devrine aittir. Dikdörtgen biçiminde uzun bir yapı olan caminin son cemaat yeri 1913 yılında Arap mimarisi üslûbunda yapılmıştır. Kıble tarafındaki kısım, tonozlarındaki kaburgalardan anlaşıldığı gibi gotik üslûptadır ve Latin kilisesinden kalmıştır. Bu kısma bitişik olan minare de altındaki gotik kemerli geçidi ile aynı devirdendir. Kulenin üçüz pencereleri kısmen örülerek mazgal haline getirilmiştir. Mihrap ve hünkâr mahfili ile yan kapıların dış çerçeveleri barok üslûpta olduklarına göre Sâliha Sultan’ın tamirinden kalmış olmalıdır. Bunlar, kıble duvarına komşu bazı pencerelerden kalan izlerden görüldüğü gibi daha önce gotik biçimde iken tamirlerde değiştirilmiştir. Caminin bitişiğinde bulunduğu bilinen Ali Paşa’nın hayratı 1106 (1694-95) tarihli çeşme ise bugün mevcut değildir. Fakat cami duvarına bitişik kitâbesiz iki çeşme...
Read moreThe Arab Mosque (Arab Cami) in Karaköy, Istanbul, is a hidden gem with a fascinating history and a serene atmosphere perfect for prayer and reflection. Originally a Gothic-style church built by the Dominicans in the 14th century, it was converted into a mosque in the early Ottoman period. The unique architectural blend of Gothic and Islamic elements makes this mosque truly special.One of the most striking features is the minaret, which was adapted from the original church bell tower. Inside, the mosque is spacious and well-maintained, providing a tranquil environment for worshippers. The high ceilings and stained glass windows add to the beauty and spiritual ambiance.
Another delightful aspect of Arab Cami is its family-friendly environment. The mosque includes a playground area for children, making it easier for families to visit and engage in worship while keeping their little ones entertained.
What sets Arab Cami apart is its rich history and the feeling of connection it offers to the diverse heritage of Istanbul. It's not just a place of worship but also a testament to the city's layered past, where different cultures and religions have coexisted and...
Read moreبُني على يد الجيش الإسلامي القادم لفتح المدينة، عام 717 م، بقيادة مسلمة بن عبد الملك. -يقع الجامع في حي غالاطا، بمنطقة بي أوغلو، وسط إسطنبول. -تم ترميمه عام 1913. -يستند الجامع على 22 عمودا خشبيا، ويتكون من 3 طوابق، وله 70 نافذة. -بعض أجزاء الجامع اتسمت بالطراز العمراني الأندلسي.
يعد جامع العرب أول جامع بُني في إسطنبول، على يد القادة المسلمين العرب، خلال حصار المدينة، حيث تم تحويله إلى كنيسة لاحقا، قبل أن يعيدها السلطان محمد الفاتح إلى جامع مجددا، بعد فتحه للمدينة، عام 1453.
ويقع الجامع في حي غالاطا، بمنطقة بي أوغلو، وسط إسطنبول، حيث تشير الروايات إلى أنه بُني على يد الجيش الإسلامي القادم لفتح المدينة، عام 717 م، بقيادة مسلمة بن عبد الملك.
وبالرغم من عدم تمكن الجيش الإسلامي من فتح إسطنبول "القسطنطينية سابقا"، بعد حصار بري وبحري لمدة عام واحد، إلا أنه سيطر على حي غالاطا وقتها، ونتيجة لذلك عقد اتفاقا مع الإمبراطور البيزنطي "ليون"، يقضي ببناء جامع في المنطقة، عام 717، ليتم بذلك رفع أول أذان في المدينة.
واستمر الجيش الإسلامي في أداء العبادات في الجامع لمدة 7 أعوام، قبل أن يعود إلى بلاد الشام مجددا، بهدف إخضاع التمرد في عاصمة الخلافة الأموية دمشق، فاستغل رهبان مذهب الدومينيكان مغادرة الجيش، وحولوا الجامع إلى كنيسة، وبنوا فيها برجا للجرس، وأطلقوا عليها كنيسة "سان باولو".
تحويله إلى جامع بعد فتح إسطنبول
بعد فتح إسطنبول على يد السلطان محمد الفاتح، عام 1453، حوّل المبنى إلى جامع مجددا، وأمر بإضافة محراب ومنبر له، واتخذ فيما بعد اسم جامع العرب، بعد هجرة أعداد كبيرة من عرب الأندلس واستقرارهم في منطقة غالاطا.
وخضع الجامع فيما بعد لعدة عمليات توسيع وترميم على يد كل من والدة السلطان محمود الأول، وزوجة السلطان مصطفى الثاني، وابنة السلطان محمود الثاني، تم خلالها إنشاء مقصورة للسلطان، وسبيل ماء، وموضأ، وصهريج.
وتحول الجامع إلى واحد من جوامع السلاطين، عقب إنشاء مقصورة للسلطان في قسمه العلوي.
وخلال عمليات الترميم عام 1913، تم العثور على شواهد قبور تعود للاتينيين والجنويين في قسمه السفلي، وجرى نقلها إلى متحف علم الآثار في إسطنبول.
مئذنة مختلفة عن الطراز العثماني المعتاد
يعد معمار جامع العرب من أغرب هياكل الجوامع في إسطنبول، حيث يختلف عن الطراز العمراني المعهود، بفضل مئذنته التي تم تحويلها من برج جرس الكنيسة، وتضم 102 درجة، وتتميز بشكل رباعي الزوايا، وفي قمته مخروط حاد.
ويستند الجامع على 22 عمودا خشبيا، بينما يستند قسم العلوي على 8 أعمدة من أحجار المرمر، ويتكون من 3 طوابق، وله 70 نافذة.
**مكانة خاصة بميراث إسطنبول
وفي لقاء مع الأناضول، قال مؤرخ الفنون التركي سليمان فاروق غونجا أوغلو، بأن جامع العرب يحتل مكانة خاصة في ميراث إسطنبول العمراني والثقافي الغني.
وأضاف بأن الجامع يحمل قيمة كبيرة في تاريخ علم الاجتماع العثماني، حيث تعرض العرب واليهود إلى مجازر كبيرة على يد الكاثوليك الإسبان بعد سقوط الأندلس عام 1492، اضطر نتيجتها قسم كبير من عرب الأندلس للهجرة إلى الدولة العثمانية، واستقر قسم منهم في منطقة غالاطا، حيث حمل بعد ذلك التاريخ اسم جامع العرب.
**أول أذان
وفيما يخص تاريخ بناء الجامع، أوضح غونجا أوغلو بأن ذكر الجامع ورد في كتاب سياحة نامة للرحالة العثماني الشهير أوليا جلبي، حيث قال بأن الجيش الإسلامي حاصر إسطنبول عام 716، لكنه فشل في تجاوز أسوار المدينة، ونتيجة اتفاقية خاصة، بنى جامعا في منطقة غالاطا، ورُفع الأذان للمرة الأولى في سماء إسطنبول عام 717.
**طراز أندلسي
وأوضح أن بعض أجزاء الجامع اتسمت بالطراز العمراني الأندلسي، إثر بناء نوافذه وجبهته الخارجية على يد العرب الأندلسيين لاحقا.
وأضاف أن الجامع شهد عمليات توسيع وترميم عديدة من قِبل زوجة السلطان مصطفى الثاني، صالحة سلطان، عام 1734، وثم من قِبل ابنة السلطان محمود الثاني، عادلة سلطان، قبل أن يتخذ الجامع شكله الحالي، نتيجة أعمال ترميم بين عامي 1913، و1919.
وأوضح أن قبر مؤسس الجامع، القائد الإسلامي مسلمة بن عبد الملك يقع في جوار الجامع، إلا أن مكانه...
Read more