Cihangir Cami’i (Mosque) is one of my favourites, with its elegant minarets and dome. Recently renovated, the calm, quiet beauty of the mosque is complemented by a small terraced garden, with fabulous views overlooking the Bosporus. Following the death of Süleiman the Magnificent’s son, Şehzade Cihangir (1531-1553) Mimar Sinan, the great Ottoman architect, was commissioned to build a wooden mosque on the site (1559), in memory of Şehzade Cihangir (and, possibly, his brother, Mehmet), hence giving rise to the neighbourhood’s (mahalle) name. The mosque suffered damage in many different fires, as it was wooden, with the latest rebuilding being under Abdülhamid II in 1889. Originally a smaller copy of Sinan’s Mihrimah Sultan mosque in Edirne, the current square plan, single-dome retains the signature feature of the great architect’s work, being filled with light through large windows, though the original decoration and much else is gone. The associated medresse (religious school) has also long since disappeared under mid-20th century residential development. Because of its location, Cihangir Cami’i is one of the most visible landmarks on the heights of Pera, especially from...
Read moreŞehzade Cihangir Camii; İstanbul Boğazı’nın Rumeli yakasında Beyoğlu Cihangir Pürtelaş mahallesinde Cihangir yokuşunda, 1559 tarihinde Kanuni Sultan Süleyman tarafından oğlu Şehzade Cihangir için Mimar Sinan’a inşa ettirilmiştir. Caminin bulunduğu alan bu tip büyük yapılar için uygun olmaması sebebiyle camii sonraki dönemlerde deprem ve yangınlardan kullanılamaz hale gelmiştir. İlk yapılan caminin ufak ölçekte bir cami olduğu bilinmektedir. Zira bu bölgenin o dönemde çok az iskan edildiği bilinmektedir. Belli bir cemaat sayısı olmadığı için küçük bir cami inşa edilmiştir. Caminin yapılması ile bu bölgede bir mahalle oluşmuştur. Bundan dolayı semt Cihangir ismini almıştır. Yapıldığı dönemde buradaki tek yapı olduğu bilinmektedir. Evliya çelebi eserlerinde Fındıklı bölgesinde dik merdivenlerle çıkılan ve o dönem İstanbul’unun tamamının net görüldüğü bu camiye ‘’Cihannüma’’ ismini verir. Caminin yanına bir sibyan mektebi de yapılmıştır. Bu tarihten altmış yıl sonra bir de buraya bir Halveti Dergahı inşa edilir. Cami ve ek binaları zaman süresinde beş büyük yangın geçirmiştir. Her defasında yeniden inşa edilmiştir. Şehzade Sultan Cihangir, 1531 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. Osmanlı Padişahı Sultan I. Süleyman'ın Hürrem Sultan'dan olan dördüncü oğludur. Eğitimini sarayda tamamlamıştır. Ayrıca Cihangir'in haremi ve eşi hiç olmamıştır. Yetişkinliğe ulaşınca babası ona Amasya Valiliğini vaat etmiştir. Ancak bir nedenden olayı sancak istememiştir. Fiziksel rahatsızlıkları bulunması sebebiyle birçok konuya katılmamıştır. Az sayıda sefere katılmıştır. Öz kardeşleri tarafından bile dışlanmıştır. Cihangir'in en çok sevdiği kardeşi hep Şehzade Mustafa olmuştur. Ağabeyinin 1553 tarihinde Nahcivan Seferi sırasında padişahın otağında boğdurulması sebebiyle buna dayanamayan Cihangir aynı sene Halep'te hayatını kaybetmiştir. Babası Kanuni, onun adına Cihangir adlı semt kurdurmuştur. Cami daha sonraki dönemlerde Sultan II.Abdülhamit döneminde 1889 tarihinde yeniden başka bir form ve mimari stille inşa edilmiştir. 19 yüzyılın ikinci yarınsında ortaya çıkan plan tipolojisine uygun kare planlı, tek merkezi kubbelidir. Bu yeni stilde kubbe taşıma sistemi basit ve saydamdır. Bundan evvelki yüzyılların tersine hiç yarım kubbe veya çeyrek kubbeler kullanılmamıştır. Ana kubbeyi çok güçlü ve dört ağırlık kulesi ile güçlendirilmiş dört kemerden oluşan bir kurguya sahiptir. Ana kemerler ana taşıyıcı olduğundan yan duvarlarda ışınsal pencereler kullanılmıştır. Bu cami iç mekanını çok aydınlık hale getirmektedir. Çok dik bir yamaçta kurulmuş olan caminin dar bir avlusu bulunmaktadır. Avludan iki ayrı sokağa çıkış bulunmaktadır. Caminin mimarı planı bugün dikdörtgen formda olup eğimli bir araziye kurulmuştur. İstinat duvarlı avlunun iki kapısı vardır. Merkezi kubbesi 14 m çapındadır. Kubbe dört ana kemerle taşınır. Bu kemerlerin köşelerinde görsel olarak etkileyici ağırlık kuleleri yapılmıştır. Kemer duvarları geniş yelpaze pencerelerle kaplıdır ve üst taraflar süslemelidir. Kubbe ve pandantifler kurşun kaplıdır. Caminin çeşmesi duvara bitişiktir. Hazirede tekke şeyhi Hasan Cihangiri yatmaktadır. Doğu duvarında bir sarnıç ve kuzey duvarında bir mermer levha üzerinde kabartma işi bulunmaktadır. Son cemaat yeri kapalı olup iki yanı kubbe, ortası çapraz tonozdur. Caminin iki köşesinde tek şerefeli ikiz...
Read moreCihangir Camii, ilk kez 1559 tarihinde Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan’ın en küçük oğulları Cihangir’in vefatı üzerine burada Mimar Sinan’a küçük bir cami yaptırılmıştır. Fındıklı yamaçlarındaki bu yapı, günümüze erişemeyen tek minareli, küçük bir camidir. Mimar Sinan’a yaptırılan bu ilk cami 1560 tarihinde tamamlanmıştır.
Adres: Pürtelaş Hasan Efendi Mh. 34427 Beyoğlu/İstanbul
Koordinat: 41.030045, 28.986801 Enlem 41°1′48″N (41.030078) Boylam 28°59′13″E (28.987017)
Yapılış Tarihi: 1559
Yaptıran: Kanuni Sultan Süleyman
Tadilat: 1890
Mimar: Mimar Sinan
Mimari: Osmanlı
Minare: 2
Kaç m²: 2000 m²
Osmanlı Devletinin 1453 yılında İstanbul’u fethetmesiyle birlikte şehirde geniş bir imar hareketi başlatılmıştır. Fakat her nedense Osmanlı Hanedanı üyeleri, kentin Galata bölgesinde bir asrı aşkın bir süre yapısal faaliyette bulunmamıştır.
Bir zamanlar bir Pagan tapınağının veya bir manastırın bulunduğu yamaçta, Ayvansarayi’nin yazdığına göre şehzadenin saraydan her gün gördüğü bu yerde Mimar Sinan’a küçük bir cami yaptırılır. Zamanla yok olan bu caminin özgün şekli hakkında elimizde ayrıntılı bir bilgi bulunmamaktadır. Sadece 1580 tarihli bir çizimden, caminin tek minareli ve kırma ahşap çatılı olduğu anlaşılmaktadır.
Cihangir Camii’nin vakfiyesine göre yanında bir de sıbyan mektebi bulunuyordu. Evliya Çelebi’den bu yapının kare planlı, tek kubbeli ve tek minareli olduğu öğrenilmektedir. Cami, tarihi içinde beş yangın geçirmiş ve her seferinde yenilenmiştir.
Sultan 2.Abdülhamit tarafından 1889-1890 tarihinde yeniden yaptırılan bugünkü cami de genel hatları ile tek kubbeli ve kare planlıdır. Üç bölümlü son cemaat yerinin iki köşesinde iki minaresi vardır. Mimar Sinan’ın Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii’nde başlattığı bir mimari tasarım ve strüktür, 19. Yüzyılın sonlarında bu yapıda yeniden uygulanmıştır. Bu tasarımda kubbe dört köşeye oturtulmuş olduğundan duvarlar taşıyıcı özelliklerini kısmen kaybetmiş, böylece çok sayıda pencere açılabilmiş ve özellikle üst kısımlarda yelpaze, biçimi yayılan pencere düzeni gerçekleştirilebilmiştir. Bugünkü yapının mimarının kim olduğu hakkında kesin...
Read more