Yivli Minare, Antalya’daki ilk İslam yapılarındandır. 13. yüzyıla ait bir Selçuklu eseridir. Kalekapısı semtinde bulunan ve çok sayıda Selçuklu yapıtından oluşan eserler topluluğudur. Külliye’de bulunan yapılar şunlardır: Yivli Minare, Yivli Camii, Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi, Selçuklu Medresesi, Mevlevihane, Zincirkıran Türbesi ve Nigar Hatun Türbesi. Yivli Minare Antalya’daki ilk islam yapılarındandır. XIII. yüzyıla ait bir Selçuklu eseridir. Kaidesi kesme taştandır. Antalya il merkezinde bulunan tarihi güzelliklerle dolu Yivli Minare Cami Ramazan ayları döneminde ziyaretçi akınına uğramaktadır. Yivli Minare, Antalya Kaleiçi semtinde Hamidoğulları’ndan Mehmed Bey tarafından yaptırılmıştır. Bu cami kubbeyle örtülü çok ayaklı camilerin Anadolu’daki en eski nümunesidir. 1373 yılında inşa edildiği düşünülmektedir. Camiye adını veren Yivli Minare, Türk Selçukluları Sultanı Birinci Alaeddin Keykubad zamanında yapılan daha eski bir camiden kalmıştır. Geçmişten yadigar olan bu eser ibadete kapatılmış, müze haline getirilmiştir. Yivli Minare’nin yüksekliği 38 metre olup 90 merdiven ile çıkılmaktadır. Kaidesi kesme taştandır. Gövde kısmı tuğla ve firuze renkli çinilerden yapılmıştır. 8 yivli bir minaredir. Yivli Minare’nin bir kısmı tuğla ve firuze renli çiniler ile süslenmiştir. Yivlilerinden dolayı Yivli Minare adı verilmiştir. Kalekapısı semtinde bulunan ve çok sayıda Selçuklu yapıtından oluşan eserler topluluğudur. Yapının sahip olduğu plan kurgusunda dikkat çeken birkaç unsur bulunmaktadır. İlki mihrabın kıbleye doğru bir şekilde çevrilmesi için yapılan düzenleme ve mihraba doğudan binen kemerdir. İkincisi ise harimin batı ucundaki beşik tonozla örtülen mekân ve batı beden duvarının diğer beden duvarlarından daha kalın olmasıdır. Hafif bir çarpıklıkla devam eden batı duvarının 1373 onarımı öncesinde, tahrip olan yapıya ait olduğu sanılmaktadır. İç mekânda duvarlar sıvanarak badanalanmış olduğu için duvar örgüsünün niteliği anlaşılmamaktadır. İç mekânda asıl dikkat çeken, kemerleri taşıyan devşirme sütun gövdesi ve sütun başlıklarıdır. İç mekânda olduğu gibi cephelerde sıvanarak badanalanmıştır. Kuzey cephede altta dört dikdörtgen pencere, üst kısımda da yuvarlak kemerli üç tepe penceresi, doğuda alt kısımda bir dikdörtgen pencere üst kısımda biri kare diğeri yuvarlak kemerli iki tepe penceresi, güneyde alt kısımda beş dikdörtgen pencere, üst kısımda da üç yuvarlak kemerli tepe penceresi bulunur. Yapının güney cephesinde mevcut beş pencereden mihrabın yanı başındaki diğerlerinden alt seviyede yer alır. Bu pencerenin durumu araştırmacılar tarafından farklı şekilde yorumlanmıştır. İlki bu pencerenin asıl yapının mihrap nişi olduğu ve kıbleyi tutmayan mihrabın pencereye çevrildiğidir. Diğer görüş ise pencerenin kuzey cephede bulunan kapı ile aynı aksta ve eşik kotu seviyesinde bulunmasından yola çıkarak, bu açıklığın ilk yapıya ait bir kapı olabileceğidir. Yapının doğu ve kuzey cephelerinde yer alan kapılar basık kemerli basit bir kurguya sahiptir. Doğuda bulunan kapının üst kısmında sivri kemerli niş içerisinde yedi satırlık tamir kitabesi...
Read moreBugün Antalya’nın sembolü olan Yivli Minare blok kesme taşlar üzerinde tuğladan inşa edilmiştir. Kare kesme taş kaide tuğlalarla köşelerden pahlanarak yükseltilmiş sekizgen kasnağa dönüşmektedir. Bu sekizgen kasnak, taş tuğla dizileriyle oluşturulan pano şeklinde tasarlanmış nişlere bölünmüştür. Batı cephesindeki nişler inşa kitâbesini barındırır. Kitâbedeminarenin Sultan Alâeddin I. Keykubad zamanında (1220-1237) yapıldığı belirtilmektedir. Nişli kasnağın üzerinde taştan silindir biçiminde dar bir kasnak daha oluşturulmuştur. Bunun üzerine perdahlanmış tuğlalardan sekiz yiv teşkil eden gövde şerefeye kadar uzanmaktadır. Şerefe taştan olup üst bölümü 1954 yılı yangınından sonra yapılan tamiratta yenilenmiştir. Kuzey cephesinde küçük bir kapıdan girilip doksan basamaklı merdivenle minareye çıkılır. Minarenin yüksekliği 30 m. kadardır. Kesme taş kare kaide üzerinde devam eden tuğla bölümde gövde üzerinde lâcivert ve fîrûze mozaik çinilerle ve kûfî hatla “Allah” ve “Muhammed” isimleri yazılmıştır. Yazılar neredeyse tamamen tahrip olmuştur. Bugün mevcut olan kalıntılardan ve eski fotoğraflarından anlaşıldığı kadarıyla minare sırlı tuğla ve fîrûze renkli çinilerle bezenmişti.
Yivli Minare Camii veya Alâeddin Camii olarak da bilinen ulucami, ilk yapı Sultan I. Alâeddin Keykubad zamanında muhtemelen dinî yapılar topluluğunun üzerine inşa edilmişti. Günümüze ulaşan ikinci yapı ise 774’te (1373) Emîr Mübârizüddin Mehmed Bey tarafından yaptırılmıştır. Hamîdoğulları’na ait yapının kitâbesi doğu kapısının basık kemerli girişinin üzerinde yer alır. Bu kitâbede bâni Emîr Mübârizüddin Mehmed Bey’in adı ile mimar Balaban et-Tavâşî adı okunmaktadır. Yapı enine dikdörtgen planda konumlanmış, son derece sade görünümlü bir eserdir. Masif duvarlar on iki devşirme sütunla altı kubbeli üst örtüyü taşır. Bu altı kubbeden başka yapının batı duvarı önünde dört bölümlü bir beşik tonoz bulunmaktadır. Bu duvarın önceden buradaki bir kilise yapısına ait olduğu tahmin edilmektedir. Mihrap güney duvarında kıble yönü doğrultusunda hafif çapraz biçimde yerleştirilmiştir. Tam karşısında basık kemerli kuzey giriş kapısı vardır. Bunun hemen önündeki kubbe aydınlık feneriyle taçlandırılmıştır. Kubbenin altında vaktiyle bir havuzun bulunduğu düşünülmektedir. Yapının güney cephesinde altta altı, üstte üç, doğu girişinde kapı hizasında bir, üstte iki küçük pencere, kuzey cephesinde altta beş, üstte üç aydınlık penceresi mevcuttur. Masif duvarları hareketlendiren ve yapıyı hafifleten bu pencerelere ek olarak aydınlık feneri ve iki giriş kapısı iç mekânı aydınlatarak son derece ferah bir ortam sağlamaktadır. Yapıda kubbe ve tonozların üzeri alaturka kiremitle kaplanmıştır. 2007’de yapı içerisinde Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından kazı ve restorasyon çalışmaları başlatılmış, erken dönemlere ait temel izleri, su künkleri vb. kalıntılar ortaya çıkarılmıştır. Günümüzde bu izlerden kuzey giriş kapısı önünde yer alan su kanalları şeffaf bir cam altında korunarak açıkta bırakılmıştır. Cami 1972 yılına kadar avlusu ile birlikte müze olarak...
Read moreWow MashAllah the most precious mosque I’ve ever visited. The carpets are extremely soft and clean. There is so much history in this place and one can feel it. This mosque is very accommodating and hospitable towards all. Anyone can come and learn about Islam here. There are posters outside and inside explaining Islam and inside the mosque there is an electronic interactive tablet which one learn about the mosque and about Islam. Available in Spanish, English, Russian, and Turkish.
I was curious about the price of a beautiful Quran I saw in the mosque. I went outside to ask the security guard, he immediately got up and took me into the mosque to see what I was talking about. He told us that there is no payment. He went above and beyond and gave us another book about Islam too. What a nice and kind man, God bless him.
We left a donation in the box because it’s important to keep such an important place of...
Read more