Tophane Fountain — Attraction in Beyoğlu

Discover the captivating allure of Istanbul by visiting the Kılıç Ali Pasha Mosque and Tophane Fountain, two gems seamlessly blending history and architecture. The Kılıç Ali Pasha Mosque, a masterpiece by Mimar Sinan, stands as a testament to Ottoman maritime glory. Its splendid design, a fusion of Ottoman and Italian Renaissance styles, showcases the genius of Sinan and invites admiration from all who visit.

Adjacent to this architectural marvel is the Tophane Fountain, an elegant symbol of Ottoman civic infrastructure. Built in 1732, its rococo style adds a touch of artistic grace to the surroundings. As you explore this area, you'll find yourself immersed in the rich history of Istanbul, where the past seamlessly intertwines with the present.

These landmarks not only offer a glimpse into the Ottoman Empire's grandeur but also provide a serene escape from the bustling city. Whether you're drawn to the architectural intricacies of the mosque or the historical significance of the fountain, this site promises an enriching experience.

Take a leisurely stroll through the courtyard, marvel at the grand dome of Kılıç Ali Pasha Mosque, and appreciate the ornate details of the Tophane Fountain. The blend of culture, history, and aesthetics creates an atmosphere that transcends time.

Visiting Kılıç Ali Pasha Mosque and Tophane Fountain is not just a journey into the past; it's an invitation to witness the enduring beauty that Istanbul has preserved. Let the echoes of history guide you through this enchanting site, and allow the architectural wonders to leave an indelible mark on your...

Mahmut Han Çeşmesi Beylerbeyi in Istanbul is a gem waiting to be discovered. Tucked away in the Beylerbeyi neighborhood, this charming café offers a delightful escape from the bustling streets of the city. From the moment you step inside, you're enveloped in a cozy atmosphere, with traditional Turkish décor and friendly staff welcoming you with open arms.

The highlight of Mahmut Han Çeşmesi Beylerbeyi undoubtedly lies in its culinary offerings. Whether you're in the mood for a leisurely breakfast, a light lunch, or a decadent dessert, the menu caters to every palate. Indulge in their rich Turkish coffee accompanied by a selection of freshly baked pastries, or savor their hearty sandwiches made with locally sourced ingredients.

What truly sets Mahmut Han Çeşmesi Beylerbeyi apart is its idyllic outdoor seating area, overlooking the historic Beylerbeyi Palace and the serene waters of the Bosphorus. It's the perfect spot to unwind with friends or simply soak in the beauty of Istanbul's waterfront.

Overall, Mahmut Han Çeşmesi Beylerbeyi is a hidden gem that promises a memorable dining experience infused with Turkish hospitality and culinary excellence. Whether you're a local or a visitor, be sure to add this charming café to your list of must-visit destinations...

Tophane Çeşmesi ya da I. Mahmud Çeşmesi, İstanbul’un Tophane Meydanı'nda yer alan çeşmedir. Osmanlı Padişahı I. Mahmud tarafından 1732 yılında yaptırılmıştır. İstanbul’un üçüncü büyük çeşmesidir ve şehirdeki en yüksek duvarlı çeşmedir. Tarih kitabesi şair Nafihi'ye aittir. 1. Mahmud Han Çeşmesi adıyla da bilinir.

Tophane Çeşmesi, güneyden Kılıç Ali Paşa, kuzeyden Nusretiye camileriyle, batıdan Tophane atölyeleri ve doğudan rıhtım ile çevrili Tophane Meydanı’nın ortasında inşa edilmiştir. Zamanla kıyının doldurulmasıyla denizden uzakta kalmıştır. Çeşme Gümrük Emini olan Ahmed Ağa'ya 76.000 kuruş 84 akçeye yaptırılmıştır. Çeşme yapılacağı zaman burada bulunan tüm dükkânlar yıktırılarak meydan açılmıştır. Çeşmenin açılışı ile Taksim Suyu Sistemi faaliyete girmiştir ve padişah Taksim'den suyu kendi eliyle salıvermiştir.

Tophane çeşmesi yapıldığı dönemden itibaren 3 kez onarım görmüştür. Bunlardan ilki 1837 yılında gerçekleşmiş, çeşmenin üst örtüsü tamamen değişmiş, teras çatı yapılmıştır. 1956-1957 yıllarında ise, kentsel dönüşüm müdahaleleri kapsamında İstanbul Sular İdaresince restore edilmiştir. Bu onarımdan 50 yıl sonra Saka Su tarafından restorasyon çalışmasına yeniden başlanmış,restorasyon çalışmaları 2006 yılının Mayıs yılında tamamlanmıştır. Restorasyon çalışmasında 15 mimar ve 4 hattat görev almıştır.

yüzyılın başında çeşme tipolojisinde yaşanan değişimlerin habercisi olarak görülebilen Tophane Çeşmesi, 1700-1740 yılları arasında meydanların ortasına yapılan geniş saçaklı, anıtsal meydan çeşmeleri arasında görkemli bir yer edinir. Bu dönemde çeşmelerde klasik Osmanlı üslubundan Batı üslubuna geçiş görülür. Bu çeşmeler kent içinde yeni bir motif oluşturmuştur. Bulunduğu alanı heykelsi duruşuyla anıtsallaştırıp, yeni bir boyut kazandırmıştır. Çeşme kare plan üzerine işlenmiş olup, dört yüzü de mimari ayrıntı olarak birbirinin aynısıdır. Köşeler zeminden 2/3 yüksekliğe kadar pahlı bir yapıya sahiptir.Bu işlem yapının kübik hacmini değişime uğratmıştır.Fakat pahlı kesim son bulduğunda tekrar kübik biçime dönüş görülür. Bu biçimleniş barok kurgulama örneğidir.Aynı şekilde 1730'lu yılların temsillerinden biri olan köşelerdeki dalgalı saçaklar da barok üslubun ifadesidir.

Çeşme, yapıldığı dönemin zevkine uygun olarak bitki motifleriyle bezenmiştir. Taş süslemede saksı içindeki meyve ağaçları, vazoda çiçek görüntüleri yer alır. Bu motifler dikdörtgen çerçevelere, kenarlara ve nişin içine doğru bir sıralama dizi gibi sıralanmışlardır. Motifler birbirlerinden farklı kompozisyonlarda birer natürmorttur. Tüm bu dekorasyon maniyerist tutumu ile birlikte barok kurguya dahil olur.

Dönemin mimari sentezini ve bezemesini özgün halde günümüze taşıyan Tophane çeşmesi Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün...