The name of the cathedral derives from Ayia Sophia, meaning "Holy Wisdom" in Greek. According to Kevork K. Keshishian, the dedication of the cathedral to the Holy Wisdom is a remnant from the Byzantinecathedral, which occupied the same place.However, such a cathedral is absent from Byzantine sources and is not associated with any excavated ruins. In spite of this, there is evidence of the existence of such a cathedral; an 11th-century manuscript mentions the existence of an episcopal church dedicated to Holy Wisdom in the city.
Construction and Frankish period
It is not certain when the construction of the cathedral began, it may have gradually replaced its Greek predecessor or may have been built alongside it. The date cited for the laying of the foundation stone is 1209, and the Latin archbishop of Nicosiaresponsible for this is named in various sources as Thierry or Albert. There are claims of evidence indicating an earlier beginning date, and even the Knights Templar may have made some effort for the construction of a new cathedral during their rule in 1191-92. Under the early years of the reign of Archbishop Eustorge de Montaigu (reigned between 1217 and 1250), the construction is thought to have accelerated. By 1228, the church was "largely completed" under Eustorge. Although it is held in some sources that the arrival of Louis IX of France in Cyprus in 1248 for the Seventh Crusade gave a boost to the construction, there is no evidence to support this claim. By the end of the 13th century the side aisles and a large part of the middle aisle were completed. During the 13th and 14th centuries, the cathedral was damaged twice by earthquakes, in 1267 and 1303. The 1267 earthquake caused significant delay in the construction of the nave. Archbishop Giovanni del Conte, oversaw the completion of the nave and the narthex until 1319 and that of the middle aisle, the buttresses of the chevet, the façadeand a chapel/baptistery from 1319 to 1326. He also initiated the adornment of the cathedral with frescoes, sculptures, marble screens and wall paintings. In 1326, the cathedral was finally consecrated and officially inaugurated with a great celebration. During the Lusignan rule, the cathedral served as the coronation church of the Kings of Cyprus. After the Genoese conquest of Famagusta, it also became the coronation church of the Lusignan Kings of Jerusalem, and finally, the Lusignan Kings of Armenia. It also housed the Trials of the Knights Templar in 1310. Even though the cathedral was inaugurated, the building was still incomplete and in 1347 Pope Clement IV issued a papal bull for the cathedral to be completed and renovated since it had been affected by an earthquake. The bull gave a 100-day period of indulgence for those who participated in the completion of the cathedral, however, this effort did not achieve its aim. The portico and the northwest tower were constructed at this time and the three gates of the western wall were embellished with structures. Kings, prophets, apostles and bishops were depicted at the reliefs in three arches. In 1359, the Papal legate in Cyprus, Peter Thomas, assembled all Greek Orthodox bishops of Cyprus in the cathedral, locked them in and began preaching in order to convert them. The sound of shouting coming from the cathedral gathered a large crowd outside the cathedral, which soon began a riot to free the priests and burned the doors of the cathedral. The king ordered the rescue of the preacher, who would later be reprimanded, from the mob, and the freeing of the bishops. In 1373, the cathedral suffered damage during the Genoese raids on Cyprus.
British rule and 20th centuryEdit
In 1949, the imams stopped climbing to the minaret to read the adhan and started using loudspeakers instead. On 13 August 1954, the Mufti of Cyprus officially renamed the mosque "Selimiye Mosque", in honor of the Ottoman sultan Selim II, who headed the empire during the...
Read moreToplamda cami, 2500 kişinin aynı anda ibadet edebilmesine olanak sağlayacak bir büyüklükte 1750 m2 ibadet alanına sahiptir.1] Lefkoşa'da ayakta kalan en büyük tarihi binadır ve kaynaklara göre "İslam'ın yükselişi ile Osmanlı döneminin sonları arasındaki bin yılda Doğu Akdeniz'de inşa edilmiş en büyük kilise olmalıdır".[2] Kıbrıs'ın Lüzinyan kralları için taç giyme kilisesiydi.
TarihiDüzenleErken Bizans kilisesiDüzenle
Katedralin adı, Yunancada "Kutsal Bilgelik" anlamına gelen Ayasofya'dan gelmektedir. Tarihsel olarak bu ismin kökeninin aynı yerde kurulmuş bir Bizans kilisesinden türediği düşünülmüştür.[3] Ayasofya Katedrali'nin Bizans dönemindeki başpiskoposluk kilisesi olarak varlığını 11. yüzyılda yazılmış bir el yazmasına 1135-36 yıllarında düşülmüş bir not doğrular.[4]
İnşaat ve Frenk DönemiDüzenle
Katedralin inşasına ne zaman başladığı belli değildir, Yunan selefinin yerine aşamalı olarak mı yapılmış yoksa onunla birlikte mi yapılmış, kesin değildir.[5]Temel yapı taşlarının döşenmesi için belirtilen tarih 1209'dur ve çeşitli kaynaklarda inşadan sorumlu olan kişi olarak Lefkoşa'nın Latin başpiskoposu Thierry[6]ya da Albert[5] olarak geçmektedir. Daha erken bir başlangıç tarihini gösteren kanıtlar da vardır,[7] ayrıca Tapınak Şövalyeleri'nin de 1191-92 yıllarındaki egemenlikleri boyunca yeni bir katedralin inşası için çaba sarf ettikleri belirtilir. Başpiskopos Eustorge de Montaigu'nun görevinin ilk yıllarında (1217 ile 1250 arasında hüküm sürdü), inşaatın hızlandığı düşünülmektedir.[5] 1228 yılına gelindiğinde, kilise Eustorge'nin hakimiyeti altında "büyük ölçüde tamamlandı".[6] Bazı kaynaklarda, IX. Louis'in Kıbrıs'a Yedinci Haçlı Seferi sürerken 1248'de geldiğinde inşaatı desteklediğini yazmasına rağmen,[8] bu iddiayı destekleyecek kanıt yoktur.[5] 13. yüzyılın sonunda yan koridorlar ve orta koridorun büyük bir kısmı tamamlanmıştır.
Katedral, 13. ve 14. yüzyıllarda, 1267 ve 1303 yıllarında iki kez depremden zarar görmüştür.[81267 depremi nefin yapımında önemli bir gecikmeye neden oldu.9] Başpiskopos Giovanni del Conte, 1319'a kadar[7] nefin ve narteksin tamamlanmasını ve 1319'dan 1326'ya kadar orta koridorun, payandaların, cephenin ve bir şapelin/vaftiz bölümünün tamamlanmasını sağladı. Ayrıca katedralin süslemelerine freskler, heykeller,[10] mermer perdeler ve duvar resimleriyle başladı. 1326'da katedral nihayet kutsandı ve resmen büyük bir kutlama ile resmen açıldı.[9
Lüzinyan yönetimi sırasında katedral, Kıbrıs Krallarının taç giyme kilisesi olarak hizmet vermeye başladı. Cenevizlilerin Mağusa'yı ele geçirmesinden sonra, Kudüs'ün Lüzinyan Krallarının ve son olarak Ermenistan Lüzinyan Krallarının taç giyme kilisesi haline geldi.[11] Ayrıca, 1310'da Tapınak Şövalyeleri Duruşmaları'na ev sahipliği yaptı.[2]
Katedral açılmış olmasına rağmen, bina hala tamamlanmamıştı. 1347'de Papa IV. Clement, depremden etkilendiğinden dolayı katedralin tamamlanması ve yenilenmesi için bir bildiri yayımladı. Bildiride, katedralin tamamlanması için çalışanlara 100 günlük ödenekli izin verileceği belirtiliyordu,[12] ancak bu çaba amacına ulaşamadı.[3]Revak ve kuzeybatı kulesi bu dönemde inşa edilmiş ve batı duvarının üç kapısı heykellerle süslenmiştir. Üç kemerli kabartmalarda krallar, peygamberler, havariler ve piskoposlar tasvir edilmiştir.[10]
1359'da, Kıbrıs'taki Papalık legatusu, Peter Thomas, Kıbrıs'ın tüm Rum Ortodoks rahiplerini katedralde bir araya getirdi, hapsetti ve dinlerinden döndürmek için vaaz vermeye başladı. Katedralden gelen bağırışmaların sesi, katedralin dışında büyük bir kalabalığın toplanmasına neden oldu ve kısa sürede rahipleri serbest bırakılması için bir isyan başladı ve katedralin kapıları yakıldı. Kral, daha sonra kovulacak olan vaizin, isyandan kurtarılmasını ve piskoposların serbest bırakılmasını emretti.[13]
1373 yılında, katedral Kıbrıs'a yapılan Ceneviz baskınları sırasında zarar gördü.[8]
Venedik dönemiDüzenle
Ayasofya Katedrali, 1597'de oluşturulan Lefkoşa haritasında merkezi bir özellik olarak görülüyor
1491 yılında, katedral bir depremde ağır hasar gördü....
Read moreTarihi Ayasofya Katedrali olarak bilinen Selimiye Camii Kuzey Lefkoşa'da bulunan ve camiye çevrilmiş eski bir Roma Katolik katedralidir. Kentin ana camisidir. Selimiye Camii, muhtemelen daha eski bir Bizans kilisesi üzerine inşa edilmiş, Kıbrıs'taki hayatta kalan en büyük ve en eski Gotik kiliseye (iç ölçüler,: 66 X 21 m) ev sahipliği yapmaktadır. Toplamda cami, 2500 kişinin aynı anda ibadet edebilmesine olanak sağlayacak bir büyüklükte 1750 m2 ibadet alanına sahiptir. Lefkoşa'da ayakta kalan en büyük tarihi binadır ve kaynaklara göre "İslam'ın yükselişi ile Osmanlı döneminin sonları arasındaki bin yılda Doğu Akdeniz'de inşa edilmiş en büyük kilise olmalıdır" Kıbrıs'ın Lüzinyan kralları için taç giyme kilisesiydi. Katedralin adı, Yunancada "Kutsal Bilgelik" anlamına gelen Ayasofya'dan gelmektedir. Tarihsel olarak bu ismin kökeninin aynı yerde kurulmuş bir Bizans kilisesinden türediği düşünülmüştür. Ayasofya Katedrali'nin Bizans dönemindeki başpiskoposluk kilisesi olarak varlığını 11. yüzyılda yazılmış bir el yazmasına 1135-36 yıllarında düşülmüş bir not doğrular. Katedralin inşasına ne zaman başladığı belli değildir, Yunan selefinin yerine aşamalı olarak mı yapılmış yoksa onunla birlikte mi yapılmış, kesin değildir. Temel yapı taşlarının döşenmesi için belirtilen tarih 1209'dur ve çeşitli kaynaklarda inşadan sorumlu olan kişi olarak Lefkoşa'nın Latin başpiskoposu Thierry ya da Albert olarak geçmektedir. Daha erken bir başlangıç tarihini gösteren kanıtlar da vardır, ayrıca Tapınak Şövalyeleri'nin de 1191-92 yıllarındaki egemenlikleri boyunca yeni bir katedralin inşası için çaba sarf ettikleri belirtilir. Başpiskopos Eustorge de Montaigu'nun görevinin ilk yıllarında (1217 ile 1250 arasında hüküm sürdü), inşaatın hızlandığı düşünülmektedir. 1228 yılına gelindiğinde, kilise Eustorge'nin hakimiyeti altında "büyük ölçüde tamamlandı". Bazı kaynaklarda, IX. Louis'in Kıbrıs'a Yedinci Haçlı Seferi sürerken 1248'de geldiğinde inşaatı desteklediğini yazmasına rağmen,[8] bu iddiayı destekleyecek kanıt yoktur. 13. yüzyılın sonunda yan koridorlar ve orta koridorun büyük bir kısmı tamamlanmıştır. 1874'te Sultan Abdülaziz'in Lefkoşa'yı ziyaret edeceği söylentileri üzerine, ziyaretten sonra "Aziziye Kapısı" adı verilecek olan yeni bir kapı inşa edilir. Kapı, bölgede önceden var olan bir Lüzinyan penceresinin genişletmesiydi ve yapımında çevreden elde edilen mermer ve diğer malzemelerin parçaları kullanılmıştı. Kapının süslemeleri, bölgedeki bir lisenin hat öğretmeni hattat Es-Seyyid Ahmet Şukri Efendi'nin yazdığı bir yazıttır. Yazıt, padişaha övgüler içermektedir. Kapı, Abdülaziz'in emriyle Nazif Paşa tarafından yapılmıştır. Selvi ağaçlarından oluşan iki süslü figürle çevrilidir. Geçit daha sonra kadınlar girişi olarak kullanıldı ve daha sonra kullanımı terk edildi ve tamamen kilitli kalmaya başladı. 1570 yılında kentin 50 günlük Osmanlı kuşatması sırasında katedral çok sayıda insana sığınak görevi yaptı. Şehir 9 Eylül'de düştüğünde, Baf Piskoposu Francesco Contarini, ilahi yardım isteyerek insanları cesaretlendirdi ve binadaki son Hristiyan vaazını verdi. Katedralin kapısı kırıldı ve piskopos ve diğer Hristiyanlar öldürüldü. Katedraldeki mobilya ve süs eşyaları gibi Hristiyan eşyaları parçalandı ya da çöpe atıldı koro alanı ve nef tahrip edildi. Daha sonra, 15 Eylül'de ev sahipliği yapacağı ilk Cuma namazına hazırlık için caminin içi yıkandı. Komutan Lala Mustafa Paşa'nın katıldığı bir törenle katedral camiye dönüştürüldü.Aynı yıl boyunca, iki minare, mihrap ve minber gibi İslami yapılar eklendi. Caminin ilk imamı, Osmanlı İmparatorluğu'nun Mora bölgesinden gelen Moravizade Ahmet Efendi idi.[19] Bütün imamlar, Lefkoşa'nın fethi sırasında kullanılan bir kılıca yaslanarak, Cuma günü vaazlardan önce merdivenlerden minbere çıkma geleneğini sürdürdü. . 1949'da imamlar, ezanı okumak için minareye tırmanmayı bıraktılar ve yerine hoparlörler kullanmaya başladılar. 13 Ağustos 1954'te Kıbrıs Müftüsü, Kıbrıs'ın fethi sırasında imparatorluk yapan Osmanlı sultanı Selim'in onuruna camiye resmen "Selimiye Camii"...
Read more