The unvarnished beauty and the soothing colors inside are the most important characteristics of this mosque . Just opposite of Ciragan hotel (previously a palace! Where else did you see a palace converted to a hotel?!) and very close to the entrance of Yıldız Park, it's easy to access. You can spend a nice morning : visit this mosque (better to say, you may start with the 'sister' Ortaköy mosque which is also very close here) and then have a walk in Yıldız Park where you can enjoy your breakfast also. It was built by Sultan Abdulmecid in 1265/1848. Its architect is Garabed Amira Balyan. It has two doors one of which is opened to the courtyard while the other is opened directly into the mosque. The Little Mecidiye Mosque consists of a single domed square prayer section, a narthex symmetrical to the general configuration located north of it, a minaret on the eastern front and entrance section added the western side of the narthex. Mass order is symmetrical with respect to axis passing through the main entrance and niche.
It goes beyond the classical mosque construction concept with the presence of Hunkar Pavilion in addition to the prayer section, eclectic order in the minaret; baroque, rococo and empirical styles applied in the decoration.
One of the many mosques immutable elements, the drum of the dome is not available in this building. From the dome to the main arches it is reached down by a profile set and small decorative brackets. The same profiles are located on exterior surfaces of prayer section and portico area and the royal loge mass and by winding the structure, they increase the relationship between the masses. On the north side of the mosque, there is a small courtyard surrounded by walls. Plan of the prayer section of the mosque is in the form of a square about 12.50 meters. It is is attached to narthex with three opening on north side. It is understood that the room which is the most neatly formatted place of the narthex and the mass of royal loge and and of which both ends are circumferentially are left for the sultan. From south side of the west end of the square planned space, it is passed to the royal loge. This is covered with a small wooden dome and is opened to prayer section with an extension in the form of circular segment.
The most important feature of the plan design of Little Mecidiye Mosque is the lack of narthex between indoor space and outdoor space having a passage feature. The introduction of circular shape to design is also very...
Read moreKubbedeki sır Küçük Mecidiye Camii'nin kubbesindeki kurşun örtü, tam 166 yıllık sırrı sakladı. Restorasyon çalışması yapan uzmanlar, daha önce hiçbir kaynakta geçmeyen pişmiş topraktan yapılmış 3 bin 200 adet künk ile karşılaşınca şaşkına döndü
Kubbedeki sır Güncel 21 Mayıs 2014, Çarşamba GönderYazdırYorum Etiketler: Sultan Abdülmecid , Küçük Mecidiye Camii önceki habersonraki haber Sultan Abdülmecid tarafından 1848 yılında yaptırılan Küçük Mecidiye Camii'nin 166 yıllık sırrı açığa çıktı. Restorasyon kapsamında caminin kubbesindeki yıpranmış kurşun örtü sökülünce, pişmiş topraktan yapılmış 3 bin 200 adet kalın su borusu (künk) bulundu. Uzmanlar, İstanbul'daki camilerde ilk kez böyle bir uygulamaya rastlandığını söyledi.
HER BİRİ 38 SANTİMETRE Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün geçen yıl başlattığı Beşiktaş'taki Küçük Mecidiye Camii'nde süren restorasyonda bir sürprizle karşılaşıldı. Uzmanlar, mimarlığını Balyan Ailesi'nin yaptığı caminin kubbesinin yıpranmış kurşun örtüsünü kaldırınca, altta yeni bir tabaka gördü. Kurşun tabakanın altında, daha önce varlığı bilinmeyen pişmiş topraktan künkler tespit edildi. Kubbenin tamamında, her biri 38 santimetre yüksekliğinde 3 bin 200 künk olduğu belirlendi. Vakıflar Genel Müdürlüğü yetkilileri, İstanbul'daki camilerde ilk kez böyle bir durumla karşılaştıklarını belirtti.
KUBBEYİ YÜKSELTMEK İÇİN Daha önceki hiçbir kaynakta geçmeyen kubbedeki künklerin rölövesi çıkartılarak belgelendi. Künklerin, kubbeyi yükseltmek amacıyla yerleştirilmiş olabileceği belirtildi. Kurşun örtü tamamen kaldırılarak künklerin içindeki molozlar temizlendi. Kubbenin restorasyonu sırasında, paslanmaz çelik konstrüksiyon üzerine ahşap malzeme kaplı bir kafes sistemi geliştirildi. Çelik plakaların yerleştirilmesi sırasında hassas bir çalışma yürütüldü ve künklerin zarar görmemesi sağlandı. Son olarak kurşun örtünün de yapılmasıyla kubbenin restorasyonu tamamlanmış oldu.
TEMELİ İÇİN KUTSAL TOPRAK Osmanlı padişahı Abdülmecid tarafından, 1848'de saray mimarlarından Garabet Amira Balyan ve Nigoğos Balyan'a yaptırılan caminin temeli için Mekke'den...
Read moreKüçük Mecidiye Camii, İstanbul'un Beşiktaş ilçesinde, Çırağan Caddesi üzerinde yer alan tarihi bir yapıdır. 19. yüzyıl Osmanlı mimarisinin zarif bir örneği olan bu cami, Sultan Abdülmecid tarafından 1848 yılında yaptırılmıştır. Küçük Mecidiye Camii, barok ve ampir üsluplarının Osmanlı mimarisiyle harmanlandığı, kendine özgü bir estetiğe sahiptir. Cami, kare planlı ve tek kubbeli bir yapıdır. Dış cephesi, ince işlenmiş taş oymaları ve süslemeleriyle dikkat çeker. Özellikle minaresi, geleneksel Osmanlı minarelerinden farklı olarak, daha zarif ve ince bir yapıya sahiptir. Caminin iç mekanı da oldukça sade ve zariftir. Mihrap ve minber, dönemin sanat anlayışını yansıtan ince işçilikle süslenmiştir. Caminin pencereleri, içeriye bol miktarda ışık girmesini sağlayacak şekilde tasarlanmıştır, bu da mekana ferah ve aydınlık bir atmosfer kazandırır. Küçük Mecidiye Camii, sadece mimari değeriyle değil, aynı zamanda tarihi ve manevi önemiyle de dikkat çekicidir. Sultan Abdülmecid'in yaptırdığı bu cami, dönemin Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşme çabalarını ve sanata verdiği önemi simgeler. Cami, İstanbul'un tarihi dokusuna önemli bir katkı sağlamakla birlikte, günümüzde de aktif olarak ibadete açık bir mekandır. Küçük Mecidiye Camii'nin çevresi de oldukça güzeldir. Cami, Çırağan Sarayı'na yakın bir konumda bulunur ve Yıldız Parkı'na da kolayca ulaşılabilir. Bu sayede, camiyi ziyaret edenler, hem tarihi bir mekanı görme fırsatı bulurlar hem de İstanbul'un doğal güzelliklerinin tadını çıkarabilirler. Küçük Mecidiye Camii, İstanbul'un tarihi ve kültürel mirasının önemli bir parçasıdır. Ziyaretçilerine hem görsel bir şölen sunar hem de manevi bir huzur verir. Bu cami, Osmanlı mimarisinin zarafetini ve estetiğini keşfetmek isteyen herkes için görülmeye değer...
Read more