Bodrum Castle — Attraction in Bodrum

Bodrum Kalesi (Aziz Peter Kalesi), iki korunaklı koy arasındaki küçük kayalık bir yarımada üzerinde inşa edilmiştir. Bu yarımada antik dönemde yerleşim görmüştür ve antik dünyada Zephyrion olarak bilinmektedir. Yarımada, Erken Ortaçağ’da olasılıkla Bizanslılar ve ardından da Türkler tarafından askeri karakol olarak kullanılmıştır. M.S. yy. başında, Büyük Üstad Philibert de Naillac döneminde, Kudüslü St. John Tarikatı (St. John Sövalyeleri, Hastaneci Şövalyeler, Rodos Şövalyeleri olarak da adlandırılırlar) bugünkü kaleyi inşa etmiştir ve 1522'de Kanuni Sultan Süleyman (Muhteşem Süleyman) Rodos'u fethedene kadar yaklaşık 120 yıl boyunca kalede hüküm sürmüşlerdir. Osmanlı Döneminde kale küçük bir garnizon olarak kullanılmış ve 1895'te hapishaneye dönüştürülmüştür. Kale, I. Dünya Savaşı sırasında, 26 Mays 1915'te bir Fransız savaş gemisi tarafından bombalanmış ve büyük hasar görmüş; tutsaklar iç bölgelere taşınarak kale boşaltılmıştır. Ardından italyanlar Bodrum'u ele geçirmiş ve askerlerini kaleye yerleştirerek karargah olarak kullanmışlardır. Mustafa Kemal Atatürk önderliginde gerçeklestirilen Kurtuluş Savaşı’nın başarıya ulaşmasının ardından, 5 Temmuz 1921 de italyan ordusu kaleden ayrılmıştır. II. Dünya Savaşı sırasında, 1939-1945 yılları arasında kale yeniden askeri üs olarak kullanılmış ancak savaş sona erince boşaltılmıştır. Günümüzde Bodrum Kalesi, Sualtı Arkeoloji Müzesi'ne ev sahipliği yapmaktadır ki bu müze Türkiye' nin tek, dünyanin ise en önemli sualtı arkeoloji müzelerinden biridir. Gotik mimari özellikleri yansıtan Bodrum Kalesi, Şövalyeler Dönemi'nin oriinal plan ve karakterini korur. St. John Şövalyeleri, çeşitli Avrupa ülkelerinden üyeler barındıran çok uluslu bir organizasyon olduğundan, her ulus kendi kulesini, kendi tarzında inşa etmiştir. Kale'de Fransız, İspanyol (Yılanlı), Alman, İtalyan ve İngiliz Kuleleri bulunur. Şövalyeler girişlerin üzerine ve duvarlara yüzlerce arma ve rölyef yerleştirilmiştir. Büyük üstatlar, kale komutanları, ülkeler ve şövalyelerin kişisel armaları ile dini figürlerden oluşan tasarımlardan 249 tanesi halen olduğu gibi durmaktadır. İngiliz Kulesi üzerinde İngiltere kralı IV. Henry'nin arması görülmektedir. Savunma yapısı asıl olarak tek bir surdan oluşuyordu ancak 15. y. ortalarında kulelerle (Carretto ve Gatineau burçları) güçlendirilmiş bir dış duvar eklenmiş ve toplar için belirli noktalara mazgallar açılmıştır.. Kalede yer alan diğer yapılar, kuzey hendeği, tahkimatlı siper, liman silah deposu, liman kulesi, ön avlu, iç kapı odası, şapel ve iç avludur. iç kale içerisinde doğal kaya kütlesi kazılarak, yağmur suyunu toplamak için sarnıçlar yapılmıştır. Kalenin bu ana karakterine ek olarak, antik dünyanin yedi harikasindan biri olan Maussolleion'un kalıntılar şövalyeler tarafından inşaat malzemesi olarak kullanıldığı için, duvarlarda antik dünyanın izleri de görülebilmektedir. Şapel üzerindeki minare ve hamam da Osmanlı Döneminde eklenen yapılardır. Bu özellikleri ile çok katmanlı tarihi ve kültürel perspektif sunan Bodrum Kalesi UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde...

Bodrum’un en başarılı tarihi yeri olduğunu düşünüyorum. Heleki içerisindeki su altı arkeoloji müzesi Türk arkeoloji ve müzeciliği açısından büyük önem taşıyor ve hakkını veriyor. Süngercilerin su altı arkeoloji tarihindeki önemli yeri de beni çok mutlu etti. Kale alanı çok büyük, özellikle eğer ilgiliyseniz gezmek için en az 2 saat ayırmanız gerekiyor. Hem kaledeki Bodrum manzarası, hem de güneşin batışını buradan izlemek çok keyifli. İçeride tavuskuşları ve kediler gibi tatlı hayvan dostlarımıza da rastlamak mümkün. İçeride iki adet müze kahvesi var. Girişi MüzeKart ile fakat içerisindeki Serçe Limanı Cam Batığı sergisine girmek için ek olarak bilet almak gerekiyor 100tl. Görmenizi ve içerisinde oynatılan belgeseli de izlemenizi tavsiye ederim. Binlerce cam parçası arasından yıllarca süren bir emekle birleştirilen cam vazoları, kapları görmek çok heyecan verici. Sadece Türk su altı arkeolojisi için değil, dünya için de milat olabilecek ilkleri kale içerisindeki sergilerde görebiliyorsunuz. Pedesa antik kenti ve Karialı prenses için de küçük birer dergi alanları var. Kalenin her yerine yayılmış armalar ise dikkat çekiciydi, bunlar için de yine küçük bir sergi ve Rodos şövalyeleri akıbetleri ve her yerde bahsedilen tarikat hakkında da bilgiler vardı. Bu arada MüzeKart sitesinde henüz güncellenmemiş ama gece müzeciliği başlamış, 18:15’ten sonra girişler müzekartınız olsa dahi ücretli. Fakat bu saatten önce MüzeKart ile içeri girerseniz gezmeye devam edebiliyorsunuz. Bodrum’a gelirseniz uğramadan ve saatlerinizi ayırmadan...

Kaleye girdiğinizde, sizi hemen tarihi bir yolculuğa çıkarıyor. Orta Çağ’ın izlerini taşıyan bu kale, hem tarihi hem de mimari açıdan oldukça etkileyici.

Kale, denizle buluşan muazzam konumuyla dikkat çekiyor. Bodrum’un nefes kesici manzarasını kuş bakışı görmek için kale surlarına çıkmak gerçekten harika bir deneyim. Denizin ve şehrin panoramik görüntüsü, kalenin tepe noktalarından izlenebiliyor ve bu manzara, fotoğraflarda bile hakkını vermiyor. Gün batımında kale surlarından denizi izlemek ise, büyüleyici bir romantizm sunuyor.

Kale içindeki müzeler ve sergiler, Bodrum’un ve çevresinin tarihini, kültürünü ve sanatını keşfetmek için harika bir fırsat. Özellikle Sualtı Arkeoloji Müzesi, etkileyici koleksiyonları ve sergileri ile dikkat çekiyor. Eski dönemlere ait kalıntılar, batık gemi maketleri ve çeşitli arkeolojik buluntular, burada geçirdiğiniz zamanı daha da ilginç hale getiriyor.

Kaleyi gezmek, aynı zamanda sizi Bodrum’un tarihine dair derin bir anlayış kazandırıyor. Surlar arasında dolaşırken, kalenin tarihini, savaşlarını ve bu bölgedeki stratejik önemini düşünmeden edemiyorsunuz.

Bodrum Kalesi, sadece bir tarihi yapı değil, aynı zamanda Bodrum’un muazzam güzelliklerini gözler önüne seren bir gözlem noktası. Hem tarih meraklıları hem de güzel manzaraların peşindekiler için unutulmaz bir ziyaret...