İSTANBUL YEDİ TEPE SANA DÜN BİR TEPEDEN BAKTIM AZİZ İSTANBUL Malumunuz üzere İstanbul yedi tepe üzerine kurulmuş bir şehir; Bizans’ı kastediyorum. Büyük Konstantin Roma’ya özenmiş, birazda benzetmek istemiş Topkapı Sarayı,Sultanahmet Camii ve meydanı , Aya Sofya müzesinin( o zamanlar müzeydi) olduğu alanı birinci tepe olarak düşünün ve Sirkeci’den Cağaloğlu’na çıkılan yokuşu hatırlayın.
Divan yolundan Çemberlitaş’a doğru yürümüşşünüzdür illaki, Çemberlitaş’ın hemen aşağısında tüm heybetiyle yükselen Nuruosmaniye Camiini bilirsiniz,hani Kapalıçarşı’ya gidilen yolun hemen üzerindeki camii. İşte ikinci tepenin üzerindesiniz. Kürkçüler kapısından sola saparak Beyazıt’a doğru ilerleyin.
Beyazıt’ın kalabalığı bitmez, insanları neredeyse yara yara Sahaflar çarşısına girelim şimdi,fazla söze gerek yok,kitaplar konuşuyor zaten. Çıkışımız tarihi Çınaraltı ,Beyazıt Camii ve İstanbul Üniversitesini sarmalayan ve bir zamanların İstanbul’unun en meşhur meydanlarından Beyazıt Meydanına ve üçüncü tepemize olacak. İstanbul Üniversitesinin cümle kapısına bakmak kimbilir neler uyandırmıştır içinizde ?
Hafifçe yükselen bir eğimle Süleymaniye semtine doğru süzülelim şimdi. Burası üniversiteler mekanıdır. Sağımızdaki Esnaf hastanesini geçince belki de İstanbul’un en eşşiz ve en muhteşem yapılarından ,adına layık, Süleymaniye Camiini göreceğiz.Dört minaresi İstanbul’un fethinden sonraki dördüncü padişahı , on şerefesi de imparatorluğun onuncu padişahını , yani Fatih’in torunu, Yavuz’un oğlu muhteşem Süleyman’ı selamlar gibidir. Mimar Sinan’ın kalfalık eseri olarak bilinen bu cami bana göre Selimiye Camiinden daha etkileyici ve daha görkemlidir. Akşam saatleri bahçesinde dolaşırsanız eğer ,alacağınız huzur ,bir tatlı huzur almaya geldiğiniz Kalamış’tan kat kat fazla olacaktır. Doyumsuz boğaz manzarısını izlediğimiz bu tepede üçüncü tepemizdir.
Darüzziyafe’nin bahçesi , İstanbul Müftülüğü’nün bahçesi derken başka bir tarihi semtten, Şeyh Ebülvefa camiinden alan Vefa semtinden geçerek Bozdoğan Kemerini izleyeceğiz. Bozdoğan Kemeri’ni hiç bu kadar yakından görmemiş, hiç bu kadar kıyısından kıyısından yürümediğinize eminim. Hep altından arabayla vs. geçtiğimiz bu tarihi kemer, Bizans’a su taşımasıyla önemli bir rol oynuyordu şehrin hayatında. Fatih Camii eski bir BizanSarayının üzerine yapılmış olup dördüncü tepemizde yer alır.
Fatih caddesinden ilerleyip sağa döndüğümüzde tatlı bir eğim daha karşılayacak bizi. Gene bir padişahın adından adını almış bir semtteyiz işte: Yavuz Selim. Önce hafifçe yükselip sonra yavaş yavaş alçalarak Yavuz Selim Camiine ulaşıyoruz ki hiç bir caminin bahçesinden görülemeyecek bir Pera-Haliç panoraması sunuyor gelen ziyaretçilerine. Sözü fazla uzatmadan sizi beşinci tepemizden ilk tepemizin kuşbakışı görünüşüyle başbaşa bırakayım. Yavaş yavaş altıncı tepemize doğru yol alalım ama Aspar sarnıcına baka baka.
Çarşamba semtinden geçip ana caddeye indikten sonra Atikali camii , Karagümrük , Vefa stadını izleyerek Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Camiine ulaşacağız. Mihrimah Sultan , Kanuni Sultan Süleyman’ın ve Hürrem Sultanın kızı ve Rüstem Paşanın eşidir. Sinan’ın bir başka şaheseri olan bu camii, şehrin en ucundaki altıncı tepesinde yer almaktadır.
Üsküdar'da aynı ismi taşıyan çifte minareli camiinin üzerinde ay doğarken burada güneşin batışını seyredenler için Mihr-i-mah'ın güneşin içindeki ay olduğunu söylememe gerek yoktur herhalde. Bu altı tepe Haliç'e yapılan Üsküdar Eyüp deniz turunda çok rahat ve çok keyifli izlenir ve bütün bu anlattığım camiiler görünür. 7.tepe ise Cerrahpaşa ve Kocamustafapaşa semtlerinin üzerine kurulduğu ve Trakya tarafına bakan tepedir ve Mimar Sinan'ın Haseki Hürrem Sultan için yaptığı külliye ve Cerrahpaşa camiine ev sahipliği...
Read moreİstanbul’un en eski sınırlarının içerisinde yer alan tarihi yarımada bölgesi, Suriçi olarak da biliniyor. Fatih ilçesinin bir parçası olan bölgede yolu İstanbul’dan geçmiş neredeyse tüm uygarlıklara dair eserler bulabiliyoruz. İstanbul ziyaretinde mutlaka Eminönü’nde balık-ekmek yemeli, meşhur Mısır Çarşısı’nı ve Kapalı Çarşı’yı gezmeli, Gülhane Parkı’nda boğaz manzaralı bir çay içmeli, Sultanahmet’te bulunan tüm tarihi yapılara ve müzelere...
Read moreTarihî yarımada ya da Suriçi; Haliç, İstanbul Boğazı ve Marmara Denizi ile çevrili olan; İstanbul şehrinin ilk kurulduğu ve geliştiği bölgeye verilen addır. Tarihî yarımadada ilk yerleşim yeri MÖ 685 yılında Megara'dan gelen Yunanlar tarafından Byzantion adıyla kurulmuştur. Tarih boyunca yarımadadaki şehir değişik adlarla anılmış; Türkler tarafından ele geçirildikten sonra ise Dersaadet ve İstanbul gibi...
Read more