👍Kanuni Sultan Süleyman Türbesi; İstanbul Suriçi Süleymaniye Süleymaniye Külliyesi’nin haziresinde 377. ada, 5. parselde inşa edilmiştir. Kanuni Sultan Süleyman, onuncu Osmanlı padişahıdır. Yavuz Sultan Selim’in Hafsa Sultan’dan 27 Nisan 1495 tarihinde, Trabzon’da dünyaya gelen oğludur. Küçük yaştan itibaren iyi bir terbiye ve tahsil ile yetiştirildi. Manisa Valisi iken, babası Yavuz Sultan Selim’in 22 Eylül 1520 tarihinde vefat etmesi üzerine, 30 Eylül 1520 yılında tahta çıkmıştır. Padişahlığı sırasındaki on üç sefere bizzat kendisi iştirak etmiş ve bu seferler başarı ile sonuçlanmıştır. Kanuni Sultan Süleyman Han’ın çıktığı seferler ve başlangıç tarihleri şöyledir; Belgrat Seferi (18 Mayıs 1521), Rodos Seferi (16 Haziran 1522), Mohaç Seferi (23 Nisan 1526), Viyana Seferi (10 Mayıs 1529), Alman Seferi (25 Nisan 1532), Irakeyn Seferi (11 Haziran 1534), Polya Seferi (17 Mayıs 1537), Karabuğdan Seferi (8 Temmuz 1538), İstabor Seferi (20 Haziran 1541), Estergon Seferi (23 Nisan 1543), İran Seferi (29 Mart 1548), Nahçivan Seferi (28 Ağustos 1553) ve son seferi olan Zigetvar Seferi (1 Mayıs 1566)’dır. Kanuni Sultan Süleyman Han, devrinde Kaptan-ı Deryalığa getirilen Barbaros Hayrettin Paşa (Vef:1546), donanması ile birçok başarı kazanmış ve Akdeniz bir Türk gölü haline getirilmiştir. 1538 yılında devrinin en büyük deniz savaşı olan Preveze Deniz Savaşı kazanıldı. Babasından 6.557.000 kilometrekare olarak devraldığı Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarını 14.893.000 kilometrekareye çıkarmıştır. 1520-1566 tarihleri arasında kırkaltı sene saltanat sürmüştür. Saltanatı boyunca devamlı çıktığı seferler onu yormuş ve son günlerinde otağından çıkamaz olmuştur. Kanuni Sultan Süleyman Han, 7 Eylül 1566 tarihinde Zigetvar Seferi’nde iken vefat etmiştir. Devrin Sadrazamı Sokollu Mehmet Paşa, ordunun dağılmaması için vefat haberini gizlemiş, Zigetvar Seferi başarı ile sonuçlanınca Şehzade Selim’e bir mektupla babasının vefat ettiğini ve İstanbul’a gelerek tahta çıkmasını bildirmiştir.
Kanuni Sultan Süleyman Han’ın naaşı, misk, amber ve ezfer ile mumyalandı, iç organları ise Zigetvar’da gömüldü. Otağ-ı Humayun’un altına bir mezar kazıldı ve mumyalanmış naaşı, toprağa emanet verildi. Naaşı, buradan alınarak, kırk iki gün sonra İstanbul’a getirildi. Kanûnî Sultan Süleyman Han’ın, Zigetvar’daki vefat ettiği yere sonradan bir türbe inşâ edilmiştir. Osmanlı idaresi zamanında, ziyaretgâh olan bu türbe sonraları bakımsızlıktan harap olmuş ve 17 yüzyılda da kilise haline gelmiştir. Bugün türbe yoktur. Sadece kilise görevlileri tarafından “Süleyman’ın kalbi buradadır” diye bir ibare konulmuştur. Kanuni Sultan Süleyman Han, ne babası gibi asabi, ne de yumuşak tabiatli idi.
Batılı tarihçiler tarafından “Muhteşem” veya “Kanuni” denilmiştir. Bu lâkapları, devrinin en muhteşem hükümdarı olması, kanun, nizam ve adalete çok dikkat etmesi, mevcut kanunları yazdırıp, çok sıkı bir şekilde tatbik etmesinden dolayı kazanmıştır. Adaleti dolayısıyla bazı kaleler savaşmadan Kanuni Sultan Süleyman Han’a teslim olmuştur. Bazı Avrupa memleketlerindeki Hıristiyan ahali de böyle bir idare altında yaşamak için kendi istekleri ile Osmanlı Devleti’nin himayesine girmiştir. Hatta, İngiltere Kralı VIII. Henry, İngiltere Adliyesi’ni ıslah etmek üzere, bir heyeti Osmanlı Devleti’ne göndermiştir ve Türk Devleti, İngiliz Adliyesi’ne örnek olmuştur. Kanuni Sultan Süleyman Han, birçok vakıf eseri bırakmıştır. Kızı Mihrimah Sultan adına, Edirnekapı ve Üsküdar’da camiler, hanımı Hürrem Sultan namına Haseki Sultan Camii’ni, medrese ve darüşşifa yaptırmıştır. Ayrıca, kırk çeşme denen su yollarını, Büyükçekmece Köprüsü’nü inşa ettirmiştir. Sadece İstanbul’da değil, İmparatorluğun diğer şehirlerinde de imar faaliyetlerinde bulunmuştur. Konya’da Mevlana Celalettin Rumî Türbesi ve camisini yaptırmıştır. Kudüs’te bulunan“Kubbet-üs Sahra” denilen mukaddes mekânın içini ve dışını çinilerle kaplatmıştır. Zamanında, “Kabe-i Şerif” de onarılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman Han, birçok ilim ve sanat adamını himaye etmiştir. Mimar Sinan onun döneminde yaşamış ve birçok ünlü esere...
Read moreIt is an amazing constradinstictive, a great men built the best mosques, bridges, hospitals, bathrooms but he built very modest tomb for himself. Just respect you should go and see his tomb. Because of very humble tomb it is difficult to see or realize it. Here is my description even you are behind may find it :). Go to main entrance if the Suleymaniye Mosque. Now you are in the interior courtyard if the mosque. But not in the mosque. First look at this gate. Your direction is also direction to the holy Kabe. Turn oposit direction. Now your back is looking at the gate. Now you are looking a fountain at the center of courtyard do not forget to look this lovely building, behind this you will see the main gate of the courtyard. Go out from this gate. You will be at the outsite garden. Keep walking out the main gate of this garden too. After you get out from the gate turn right. Keep walking 50 meters. Then turn right in 10 meters you will see it in the left side. All the building you see around Suleymaniye Mosque belong to...
Read moreSüleyman, 6 Kasım 1494 tarihinde Trabzon'da dünyaya geldi. Kanuni Sultan Süleyman, batıya karşı gaza siyasetini canlandırırken iki ana hedefi ön plana aldı. Bunlardan ilki Orta Avrupa'nın kilidi durumunda bulunan Belgrad, diğeri Akdeniz hakimiyeti bakımından son derece önemli olan Rodos'u hedef aldı. Bunları ise Macaristan'a yönelik 1526 ve 1529'daki iki harekat takip etti, sonuncu seferi ise Viyana oldu. İlk siyasi faaliyetlerinde atası Fatih Sultan Mehmed Han'ın izinden giden Kanuni Sultan Süleyman Han, 30 Ağustos 1521'de Belgrad'ı, ardından Rodos'u fethetti. 29 Ağustos 1526'da Mohaç ovasında Macarlar'ı kısa sürede yendi. Macar kralının hayatını kaybettiği meydan savaşı Macar Krallığı'nın bir anlamda sonunu getirdi. Ardından Budin'e hareket eden Kanuni Sultan Süleyman,11 Eylül'de hiçbir direnişle karşılaşmadan şehre girdi. 1529'da 17 gün süren 1. Viyana kuşatmasını kötü hava şartları ve şehrin elde tutulamayacağını düşündüğü için kaldırdı.
Akdeniz'de Osmanlı donanmasını güçlendirmek için 1532'de Barbaros lakaplı Hayreddin Reis'i, Donanma-yı Humayun'un başına getirdi. 1534'te devlete sıkıntı çıkaran ve isyanları destekleyen Safevilere karşı Irakeyn Seferi diye bilinen askeri harekatı düzenleyerek önce Tebriz'e ardından Bağdat'a girdi.
Seferdeki başarısızlıklar ve aile içerisindeki çekişmelerin de etkisiyle yakın arkadaşı Pargalı İbrahim Paşa'yı 15 Mart 1536'da sarayda aniden idam ettirdi.1538'de Hadım Süleyman Paşa'ya Süveyş'te bulunan donanmayla Portekizliler'e karşı Hindistan bölgesindeki küçük Müslüman prensliklere yardım için sefer emri verdi.
Yine aynı yıl 27-28 Eylül'de Preveze Zaferi kazanıldı. Barbaros Hayreddin Paşa kumandasındaki Osmanlı donanması ile Cenevizli amiral Andrea Doria'nın başında bulunduğu Haçlı donanması arasında geçen Preveze Deniz Savaşı, Osmanlı Devletinin Akdeniz'deki hakimiyetini pekiştirdi. 1548'de Safevi hükümdarı Şah Tahmasb'a karşı yeniden İran'a sefer düzenledi ve Tebriz'e girdi. Bu seferde Van kalesi alınarak burası beylerbeyilik merkezi yapıldı. Kanuni, 1565 yılındaki Malta bozgunuyla yara alan Osmanlı'nın batıdaki imajındaki kötü izleri silmek için yeni bir sefer hazırlığına girişti. 1 Mayıs 1566'da Eyüb Sultan'ın türbesini ziyaret edip dua ettikten sonra sefere çıktı.
Zigetvar Kalesi kuşatılırken Kanuni'nin otağı da hakim bir tepeye kuruldu.
Ömrünün son 15 yılında tedavisi olmayan gut (nikris) hastalığı iyice ilerlemesine rağmen savaş meydanından ayrılmayan Kanuni Sultan Süleyman Han, 7 Eylül 1566'da kalenin alınışını göremeden vefat etti. Kuşatma sürerken iç organları çıkarılan naaşı, misk ve amber kokuları sürülerek tahtın altına gömüldü. Kalenin düşmesinin ardından 42 gün gömülü olan naaşı arabaya konuldu ve padişah yaşıyormuş gibi davranıldı. Kendisine haber gönderilen yeni padişah II. Selim'in Belgrad'a gelişi üzerine vefat haberi resmen ilan edildi.
Süleymaniye Camisi'nde 23 Kasım'da Şeyhülislam Ebussuud Efendi'nin kıldırdığı cenaze namazının ardından, naaşı caminin kıble tarafındaki...
Read more