Haliç’in endüstri-sonrası mekansal dönüşüm sürecinde, müzelerin, kültür merkezlerinin sıralandığı bir kentsel festival ve kutlama mekanı olması yönünde güçlü yatırımlar yapıldı. Bu yatırımlar Haliç’in Kuzey yakasında yer alan yapı mirası (fabrikalar, tersaneler, gemi kızakları, elektrik santralleri, mezbahalar, vb) kullanılarak yapılmakta. Kuzey Haliç İstanbul Modern’den başlayarak, Tersane-i Amire, Aynalıkavak Kasrı, Koç Müzesi, Sütlüce Kültür Merkezi, Minyatürk, Silahtarağa Müze Bölgesi’ne kadar uzanan bir süreklilikte bir kültür kıyısı haline gelme sürecindedir. Buna karşın liman yapıları birikimi neredeyse tamamen silinen Güney Haliç kıyısında - özellikle Eminönü Eyüp arasındaki bölgede- Kuzey kıyısına benzer bir aktivite yoğunluğundan bahsetmek mümkün değildir. Kıyı gerisinde Fener-Balat, Tahtakale gibi önemli çekim noktaları yer alsa da, kıyıda Feshane-i Amire, Kadın Eserleri Kütüphanesi, Zindan Han ve Baba Cafer Zindanı dışında kent bütününe hitap eden alanların olduğunu söylemek zordur. Haliç, bir “müze limanı” haline getirilmekte ve Güney yakasının da benzer bir aktivite yoğunluğu ile dengelenmesi gerekmektedir. Kadir Has Üniversitesi bünyesinde yer alacak olan “Rezan Has Haliç Kültürleri Müzesi” bu bağlamda çok önemli bir girişimdir ve böylesi bir stratejik coğrafi çerçeve içinde büyük bir boşluğu dolduracaktır. İstanbul’un zengin tarihi yapısını temsil eden Kadir Has Üniversitesi binasının dört katmandan oluştuğu bilinmektedir. En altta başlangıcı 11. yüzyıla tarihlenen Bizans sarnıcı, onun üzerinde 17. yüzyıla tarihlenen bir Osmanlı hamamının kalıntısı bulunmaktadır. Bu temelin üzerinde ise 1880’lerde yapılmış olan Cibali Tütün Fabrikası yer almaktadır. Kadir Has Üniversitesi’nin 1400 yıllık bir tarihi kucaklayan binasının 2003 yılında Avrupa Birliği’nin Nostra Avrupa Kültür Mirasi çerçevesi içinde en iyi korunmuş tarihi bina ödülünü almıştır. Rezan Has Haliç Kültürleri Müzesi’nin içinde yer alan ve tarihi 11. yüzyıla kadar giden bu sarnıç, bulunduğu bölgenin su ihtiyacını karşılamak amacı ile kurulmuştur. Tamamen Bizans mimarisine sahip olan bu sarnıç; 24 kubbe ve 48 sütundan oluşmaktadır. 1944 yılında Arkeoloji Müzesi tarafından yapılan kazılarla ortaya çıktığını bilinmektedir. Cumhuriyet dönemi öncesinde yani harp dönemlerinde fabrikanın çalışanlarının burayı sığınak olarak kullandığı tahmin edilmektedir. Sarnıç yiyeceklerin de saklanıldığı bir depo olarak da hizmet vererek dönemin olaylarına şahitlik etmiştir. İstanbul’un fethi sonrası 17. yüzyılda, Osmanlı İmparatorluğu zamanında hamam olarak kullanılan bu sarnıç bu döneme de tanıklık etmiştir. Sarnıcın hamam olarak kullanılan tarafı yapılan kazı çalışmaları sonucu bulunmuştur.
Ziyaretçi Gün ve Saatleri: Hergün 09:00 - 18:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Ziyaretçi Ücretleri: Tam: 3,00 TL...
Read moreBilet: Müzekart geçerli ama kartınız yoksa tam bilet 100 tl, öğrenci ise 50 tl. 18 yaş altı öğrenci ise ücretsizmiş.
Müze geçmişi/içeriği: Müzenin bulunduğu Kadir Has Üniversitesi, eskiden Cibali Sigara ve Tütün Fabrikası'ymış. O nedenle ilk (giriş) katta fabrikanın geçmişine dair ilginç bir kısım var. Alt katta ise Kadir ve Rezan Has'a ait anı köşesi ile sergi bölümü var. Bizim ziyaretimizde Urartu Kemelerleri ve Gündelik Yaşamın Arkeolojisi adlı sergiler vardı. Ek olarak, burası Bizans dönemine ait Seferikos Su Sarnıcı olduğundan kalıntıları da görmek mümkün.
Ulaşım: Anadolu yakasından gelecekler Fener İskelesi'nde inip itfaiyenin önünden karşıya geçerek sol tarafa doğru dümdüz yürüyebilir. Sosyal tesisleri geçtikten sonra sağ tarafınızda Cibali Kapısı'nı göreceksiniz (Yanında bir çeşme ve polis müzesi var, görünce anlarsınız. Zaten üzerinde de Cebe Ali'nin bilgileri yazıyor. Videosunu da ekledim). Kapıdan içeri girip hemen sola dönün ve yokuşu çıktıktan sonra güvenlik kulübesini geçip sağdaki kapıdan müzeye girin. Biz haritalardan yolu tam bulamayıp sahilden yürümeye devam etmişiz, o yüzden üniversitenin diğer girişine giderek yağmurda yolu uzatmışız. Siz yapmayın :)
Yorumum: Harika bir yer, sergi bölümü adeta küçük bir arkeoloji müzesi. Fabrikanın geçmişini anlatan bilgiler ve eski sigara paketleri de oldukça ilginçti. Çok popüler bir müze olmadığı için bu kadarını beklemiyorduk o yüzden ziyaretimizden oldukça memnun kaldık. Girişteki görevli hanımefendi de çok nazikti, kendisine ayrıca teşekkür...
Read moreRezan Has Müzesi: İstanbul’un Saklı Kültür Hazinesi
İstanbul’un tarihi dokusunu modern bir bakış açısıyla birleştiren Rezan Has Müzesi, sanat ve arkeoloji meraklıları için eşsiz bir keşif noktası. Kadir Has Üniversitesi’nin içinde yer alan bu özel müze, sadece sergilediği eserlerle değil, bizzat bulunduğu yapı itibarıyla da tarihe tanıklık etme fırsatı sunuyor.
Müzenin bulunduğu bina, Osmanlı döneminde Cibali Tütün Fabrikası olarak kullanılmış ve titiz bir restorasyon sürecinden geçirilerek günümüzde kültür-sanat alanına kazandırılmıştır. Ancak burayı daha da özel kılan şey, zemin katında Bizans dönemine ait bir su sarnıcı ve Osmanlı döneminden kalma yapı izlerinin bulunmasıdır. Böylece, müzeyi ziyaret ettiğinizde hem arkeolojik hem de sanayi tarihine dair izleri bir arada görebiliyorsunuz.
Rezan Has Müzesi, Neolitik Çağ’dan Osmanlı dönemine kadar geniş bir zaman dilimini kapsayan zengin bir koleksiyona sahip. Arkeolojik eserler arasında çömlekler, madeni paralar, heykelcikler ve günlük yaşama dair birçok obje yer alıyor. Bunun yanı sıra, müzede dönemsel sergiler ve sanatsal etkinlikler düzenlenerek sanatseverlere dinamik bir deneyim sunuluyor.
Tarih ve sanatın iç içe geçtiği bu müze, İstanbul'un kültürel mirasını keşfetmek isteyen herkes için büyük bir fırsat. Hem tarihi bir yolculuğa çıkmak hem de günümüz sanat dünyasının nabzını tutmak isteyenler için Rezan Has Müzesi kesinlikle...
Read more